HER ALINAN KARAR İNSAN ODAKLI OLMALI

Bazı kararlarda yönetici vasfında bulunanların acele ettikleri ve halka danışmadan karar aldıklarını görüyoruz. Bu genellemeyi ister ülke bazında, ister şehir bazında ele alabilirsiniz. Yapılan o kadar bariz hatalar var ki, bazıları ekonomik olarak, bazıları sosyal yaşantı olarak, bazıları da bazen bir kaza yada ölüm olarak karşımıza çıkıyor. Manisa geçtiğimiz hafta, Yunusemre’de meydana gelen otobüs kazasıyla hayatını kaybeden gencin haberiyle sarsıldı. Öyle bir kaza düşünün ki, alkol yok, hız yok, görüş mesafesi normal, şehir içinde bir kaza. Görünüşe göre her şey normal, sadece yolun trafik düzenlenmesi dışında. Biliyorsunuz Büyük Şehir Belediyesi Manisa içi yollarda trafik düzenlemesi yaptı. Çok büyük yollarımız varmış gibi, trafiğin normal araçlara gidiş, şehir içi otobüslere dönüş güzergahı olarak belirledi. Bizler yıllardır aynı yönden akan trafiğe alışmışız. Belli yaş üzerindeki insanımız hala yolun tek taraflı olduğunu düşünüp, araçların geldiği yolu kontrol ediyor ve otobüs yolunu hesaba katmadan yola atıyor kendini. Sonuç acı kayıplar! Tıpkı Karaköy civarındaki gencin sonu gibi. Yazımın başında dediğim gibi başına buyruk kararlar alındığı sürece, bu ve buna benzer olayların yaşanması an meselesidir. Mesele ben yaptım oldu meselesi değildir. Önemli olan halkın rahat ve güvenli yaşayabileceği radikal kararlar alabilmektir. AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ (AİHM) KARARI Selahattin Demirtaş ile ilgili aldığı kararı açıklayan AİHM, Demirtaş'ın derhal serbest bırakılmasını istiyor. Peki, yıllardır binlerce mahsum askerimizi şehit edilirken, ekonomik olarak ülkemiz milyar dolar kayıplara uğratılırken siz neredeydiniz eyy AİHM. Demirtaş öncelikle PKK’nın bir terör örgütü olduğunu kabul etmeli. Ayrıca HDP'nin bir terör örgütü uzantısı olmadığını açıkça beyan etmeli. Skandallara imza atan AİHM, bir de ülkemizi yaptırımlarla tehdit ediyor. Kararın uygulanmaması halinde ülkemizin suç işlediğini söylüyor. Yıllarca ülkemiz adına terörle ilgili bir karara imza atmayan heyet, bugün bizi suçlaması tamamen bir saygısızlıktır. Ülkemiz bu tehditlere pabuç bırakacak değil. Amaaa şu gerçekte var. Rahip olayında da çok atıp tutmuştuk. Hani bizden kedi bile alamazlardı… Doların 8 TL’ye yaklaştığını görünce işler değişti. Bir de baktık ki rahip uçakta! AŞI OLACAĞIM BAŞKA ÇARESİ YOK! Covid 19 virüsü dünya genelinde ve ülkemizde can almaya devam ediyor. Her ne kadar kurallara uymaya gayret etsek de virüsten kolay kolay kurtulacağımız gözükmüyor. Evet, aşılar tüm dünya genelinde vurulmaya başlandı. Bizim ülkemizde ise hala polemikler devam ediyor. Daha aşının ve virüsün içeriğini ve nasıl bir yol izlediğini bilmeden, hemen aşının tüm içeriğini çözmüş oluyoruz. Ya adamlar aşıyı bulmuş dünya için bir umut olmuş, biz hala yan etkilerini ya da farklı şeyleri konuşuyoruz. Kendi adıma söylüyorum; aşı gelsin ilk kendim olacağım. Hem de hiç tereddüt etmeden. Her gün sosyal medyada sevdiklerimizin vefat haberlerini duyuyoruz. Polemik yapanlar ya da milletin aklını çelenler! Ya bir alternatif sunun ya da susun! Bu bir sağlık sorunudur ve bunun milliyetçiliği ya da yerlisi, millisi olmaz. Gönül isterdi ki, kendi aşımızı bulalım ve gönül rahatlığıyla aşı olalım ama olmadı. Umarım bir gün kendi aşımızı buluruz. Daha güzel ve sağlıklı bir yeni yıl temennisiyle... Yeni yılınız kutlu olsun değerli okurlar...