“NEREYE KOŞTURULUYOR”

Sevgili Okuyucularım;

Yunan silahlı kuvvetleri, Türkiye ile gerilimin arttığı bir dönemde Doğu Ege Denizi'nde savaşa hazırlık düzeyi ABD tarafından, yüksek bir duruma getirildiği artık gözle görülür hale geldi.

Bu nasıl bir NATO üyeliği; Yunanistan Savunma Bakanlığı, topladıkları askeri casus bilgilerinin Yunanistan olarak komşumuz, Türkiye'den gelebilecek hibrit tehditler olasılığına işaret ediyor. Her iki NATO müttefiki de Ege ve Akdeniz'in tartışmalı bölgelerinde petrol ve gaz çıkarma hakları için rekabet ediyor denilmektedir.

Uluslararası sözleşmelerle bağlı olan Ege, Akdeniz ve adalarla kıta sahanlıkların antlaşması yüz yıla yaklaşırken uluslararası hukukta yorum çözümsüzlüğüne takılmaktadır. “Adalara ilişkin hükümleri antlaşmada, saklı kalmak koşulu ile doğrulanmıştır. Asya kıyısından üç milden az uzaklıkta bulunan Adalar, işbu Antlaşmada tersine hüküm olmadıkça, Türkiye egemenliği altında kalacaktır.” Denilmektedir.

  1. bununla kalınmamaktadır. İki ülke arasında birçok sürtüşme noktası gözlense de, Lozan anlaşmasının uluslararası süresiz kabulü içerisinde, 3 mil içinde olan adalar kayıtsız şartsız Türkiye’nin sayılması gerekmektedir.
  1. antlaşma; Yunan kuvvetlerinin Kurtuluş Savaşı’nda başarılar kazanan düzenli Türk ordusunun karşısında direnç gösterememesi üzerine müzakerelere başlanılması kararı alınmıştı. İngiltere ve Fransa bölgedeki çıkarlarının ortadan kalkacağı konusunda endişeliydi ve öyle oldu, işlerine gelmediği için halen Yunanistan’a göz kırpmaktadırlar.

Kaynaklar, krizin Türkiye'den mülteci akışındaki ani bir artıştan veya Türkiye'nin silahsızlandırmak istediği Ege Denizi'ndeki uzak bölgelerde veya adalarda beklenmedik orman yangınlarından kaynaklanabileceği düşünülse de, bazı güvenlik uzman analistleri, her iki devletin, savaş çığırtkanlığı yapmakta olduklarını, Ülke Liderlerinin körükleyerek yaptıkları açıklamalar rol oynamakta. Türkiye'nin son endişelerinin ciddi olduğunu, ancak silahlı bir çatışma olasılığının daha düşük olduğunu söylüyorlar. Yunanistan cephesinden, General Leonidas Tzoumis, bir savaş halinde, her iki ülkenin de askeri bir çatışmada yenileceğini söylüyor, ancak Türkiye'nin eylemlerinin yanlış hesaplamalara yol açabileceği konusunu da belirtiyor. Acaba “ kendilerinin günümüzde ABD ve AB ülkeleri ile Birleşik Arap emirliklerinin kendilerine sağladıkları sava malzeme üstünlüğünden mi?” bu düşünceye saptanıyor General L.Tzoumis.

  1. Türkiye ve Yunanistan birbirlerini savaş uçaklarının hava sahasını ihlal etmekle suçladıkları görülmektedir. Ege Denizi çevresinde gerginlikler bu nedenle artmaya devam ediyor. Yunanistan'ın yeniden silahlanması, ABD Kongresi'nin, Türkiye'nın Rusya'dan bir füze sistemi satın aldığı endişeleri nedeniyle Türkiye'nin ABD'den silah satın alma çabalarını engelleme girişimleri sebebini ileri sürmektedirler.

Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye'nin Yunan adalarının egemenliğini protesto etmeye hazır olduğu uyarısında bulunarak ve Atina'yı silahsızlandırılmalarını gerektiren uluslararası bir anlaşmayı ihlal etmekle suçladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan, Kiryakos Miçotakis’in ABD Kongresi'ni Türkiye'ye askeri satışları engellemeye çağırmasının ardından Yunanistan başbakanının artık kendisinin Muhatabı olmadığını söyledi. Nedeni de “ikili görüşmelerinde üçüncü şahısları karıştırmayalım” demişti.

Türkiye'nin enerji araştırma gemileri, Yunanistan ve Kıbrıs'ın her ülkenin tartışmalı sularına yakın limanlara yerleştirdiği düşüncesi, başka bir izolasyon yaratabilecek başka bir gerilim noktası olarak gündeme çekilmeye çalışılıyor.

Uzman Analistlerin, hem Yunanistan hem de Türkiye liderlerinin kendilerini milliyetçi seçmenleri rahatlatan güçlü adamlar olarak söylemler sunduklarını söylüyorlar.

Ancak Atina'nın Washington ve Avrupa Birliği ile derinleşen bağları nedeniyle, (Ankara tecritle karşı karşıya kalırken) Türkiye'yi de, hassas bir konuma itiyor.

  1. bu durumu kendi lehine çevirebilmenin yollarını aramaktadır. Lakin Rusya bahanesi ile silahsızlandırılma zorunluğu olan bölgelere ve adalara uçaklar ve ağır silahlar yerleştirmektedir Yunanistan'ın yeniden silahlanması, ABD Kongresi'nin, Ankara'nın Rusya'dan bir füze sistemi satın aldığı endişeleri nedeniyle Türkiye'nin ABD'den silah satın alma çabalarını engellediği bir zamanda geldi. Ve Kiryakos Miçotakis provaktif ziyaret girişimlerini sürdürerek gerginliği artırmaya devam etmektedir.

Düşünmemiz gereken bir konu, ABD’nin bizim savunmada NATO ortağımız ve müttefikimiz olduğunu nasıl kabul edebiliriz!

BAKIN BU İŞE; ABD Başkanı Joe Biden 2 Haziran Salı günü yaptığı açıklamada, ABD'nin Ukrayna'nın Rusya'nın dört aylık askeri müdahalesiyle mücadele etmesine yardımcı olma çabalarının bir parçası olarak Ukrayna'ya "daha gelişmiş füze sistemleri ve savaş yetenekleri" sağlamaya karar verdiğini söyledi. Füze ve Savaş sistemlerini anladık, “Savaş yetenekleri” derken fiili savaşçı göndermeyi mi anlatmak istiyor. J. Biden, New York TİMES'te bir köşe yazısında, ABD'nin savaş alanındaki konumunu güçlendirmek ve son olarak Rusya ile barış görüşmelerinde Ukrayna'ya silah ve mühimmat yardımı sağladığını söylüyor. J. Biden'in kendisi geçtiğimiz Pazartesi günü yaptığı açıklamada, ABD'nin Ukrayna’ya "Rusya'yı vurabilecek" füzeler göndermeyeceğini söylemişti. “Bu ne Lahana Turşusu, bu ne perhiz”

J. Biden’e göre, "Sebepsiz tecavüz, Hastane, doğum evlerinin ve kültür merkezlerinin (biyomedikalizasyon) silahlarla vurulması ve milyonlarca insanın zorla yerinden edilmesi, Ukrayna'daki savaşı derin bir ahlaki sorun haline getiriyor" diyor. BAKIN HELE BU İŞE!

ABD Suriye, Irak, Libya, Mısır ve Yemen’e girerken sanki haklı sebepleri vardı, Okyanuslar ötesinden “Arap Baharı” adıyla BOP projesi ile, kalkıp bu ülke insanlarının milyonlarcasının topraklarını terk ederek Akdeniz ve Ege Denizlerinde boğulmalarına sebep oldu! Oh .. ne güzel, gelin de ABD’yi alkışlayalım.

Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov Çarşamba günü gazetecilere verdiği demeçte, "ABD'nin kasıtlı olarak petrolü ateşe verdiğine inanıyoruz. Açıkçası, ABD son Ukraynalıya kadar Rusya ile savaşabilecek bir düşünceye sahiptir." diyor.

ABD ve Rusya emperyalizmin amaçları doğrultusunda masum ülkeler üzerinde rol biçmektedir. Türkiye ve Yunanistan gelecek sahneye hazırlanıyor Pentengon’un 2025 projesine olabilir mi?

Bilmeleri ve unutmamaları gereken bir konuda “her kuşun eti yenmez”

Bu arada sevindirici haberimiz ise; Türkiye Dışişleri Bakanı Mövlüt Çavuşoğlu, Türkiye’nin Birleşmiş Milletler'e ülke adının yabancı dillerdeki yazımında değişiklik yapılması için resmi bir talepte bulunduğunu söyledi.

Böyle bir karar, " uluslararası, İngilizce de "Turkey" olarak yazılımı, artık “Türkiye” olarak yazılacaktır. Haydi hayırlı olsun.

Sağlıklı yaşayın, barış içinde sağlıcakla kalın.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner42

Haber Sabah
Manset24 Haberleri
Haber Entel