Öne Çıkanlar manisa belediyesi milletvekili aday adayı salihli kızılay salihli

“Kamu ilanları eşit paylaştırılmalı”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun katılımıyla gerçekleşen ve Marmaris’te düzenlenen Anadolu Buluşması- Yerel Medya Çalıştayı başladı.

Çalıştay’a Anadolu’nun dört bir yanından gelen yerel medya temsilcileri katıldı. Çalıştayda konuşarak medyanın içinde bulunduğu duruma ilişkin görüşlerini paylaşan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, ¨Bir sorunlar yumağı ile karşı karşıyayız. Doğanın güzelliği ve sorunlar bizi bir araya getirdi. Yanan yerlere de bakıyoruz ama oranın ağır ağır yeşermesi de bizim umutlarımızı da yeşertiyor. Bu toplantı gelenekselleşti. Dün Can Atalay’ı, Osman Kavala’yı, Mine Özerler’i ziyaret ettim. Eğer adalet diye bir kavramı hepimiz içselleştirirsek, haksızlığa uğrayan kişinin kimliğine bakmadan onu bir insan olarak görerek haklı bir mücadele veriyorsa bana göre medya görevini yapmış olur. İnsanların düşüncelerini açıklamaları nedeniyle tutuklanması 21’inci yüzyılın Türkiye’sine yakışmıyor. Bizim aykırı fikirlere ihtiyacımız var. Aykırı bir düşünce, farklı bir gözlem bizim ufkumuzu genişletebilir. Aykırı düşüncelerden korkmamak çekinmemek gerekiyor. Özellikle siyaset kurumunun bunun farkında olması gerekir. Bizde farklı düşündü diye gazetecilerin tutuklandığını 21’inci yüzyılın Türkiye’sinde yaşıyoruz. Gazi Mustafa Kemal, ‘basın milletin müşterek sesidir’ diyor. Acaba basın şu anda milletin müşterek sesi mi? Bunu da medyanın sorgulaması lazım. Bir siyasetçinin en çok ihtiyaç duyduğu sağlıklı eleştiri. Çünkü siyasetçi bazen yoğun ortamda yaptığı hataları fark edemeyebilir ama bunu medya mensupları bunu eleştirir. Bizler de bundan dersler çıkarırız¨ dedi

Demokrasinin temel kurumları vardır; yasama, yargı, yürütme. Gelişmiş demokrasilerde bu üç kavramın yanında bir de medya da vardır. Medya demokrasinin ana aktörlerinden biri olarak ortaya çıkmıştır¨ sözleriyle devam eden Kılıçdaroğlu, günümüz Türkiye’sinde medyanın hiç de iç açıcı bir pozisyonda olmadığının altını çizdi. Kılıçdaroğlu, ¨Hepimizin bu sorunu çözmek için düşünmemiz lazım. Öyle bir noktaya geldik ki ortaklaşamıyoruz. İnsan hakları, adalet, yolsuzluk sorunu karşısında ortaklaşmalıyız. Türkiye’nin hangi alana doğru sürüklendiğini hepimizin düşünmesi lazım. Biz, eğer ortaklaştığımız konuları büyütürsek ve ortak payda üzerinde düşüncelerimizi açıklarsak siyaset kurumunun yanlışlarını, siyasetçinin daha dikkatli adım atmasını sağlarız. Bu, medyaya düşüyor. Medya yasamayı, yargı ve yürütmeyi de denetleyen bir organ olduğu için demokrasilerde önemi çok fazla. Bizim anayasamız, ‘Basın sansür edilemez’ diyor. Türkiye’de basın böyle mi? Anayasa daha da ileriye gidiyor, ‘Basın izne tabii tutulamaz’ diyor. Anayasa ‘Devlet basın ve haber alma hürriyetlerini sağlayacak tedbirler alır’ diyor. Kaçınız anayasanın bu gereğini yeterince haykırıyorsunuz? Yapmıyoruz arkadaşlar, yapmıyoruz. Ekonomik kriz var; büyük sorunlar yaşanıyor. Özellikle yerel medyanın bu konuda ne kadar büyük sorunlarla karşılaştığını bana aktarıyorlar. Ancak iki alanda tasarruf yapıldı; bir çocukların öğününü kestiler bir de sizinle ilgili tasarruf genelgesi çıkardılar. Hiçbir şekilde günlük gazete alımları yapılmayacak diye tasarruf genelgesi çıkardılar. Tam utanılacak bir şey. Belediye başkanı o gazeteyi almalı, görmeli. Vatandaş belediyeye gelecek oturduğu yerde yerel gazeteler olsa, alıp baksa ayıp mı olur! Bunun neresi tasarruf! Hani olur da çok para harcarsınız anlarım ama gazetenin fiyatı ne? Medyaya düşman olan bir siyasal iktidarı desteklemeyin. Sonunda çekilen sizin ipiniz oluyor. Medya dünyanın her yerinde yayın yapar, siyaset ona saygı duyar¨ dedi.

Yerel basını disipline eden kurumların siyasetten uzaklaşması gerektiğinin de vurgusunu yapan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, eleştirilerini şu ifadelerle sıraladı: ¨Medyayı destekleme özelliği olan bu kurumlar ne yazık ki infaz kurumlarına dönüştü. Geldiğimiz atmosfer, iç açıcı bir atmosfer değil. ‘İktidarı eleştirirseniz burnundan getireceğiz’ diyorlar. Öbür tarafa her türlü destek var, istedikleri gibi yalan haber de yapabilirler, kimse onlara dokunmuyor. Hayatımda bu kadar bölünen, ayrışan, düşmanlaşan bir medya yapısı görmedim; ilk kez karşılaşıyorum. ‘300 – 400 bin tirajımız var’ deniliyor, hepsi hikaye. ‘Gerçek tirajlar üzerine yardım edin’ dedim. Süreç yanlış gittiği için medya ve halk arasındaki ilişkilerde de güven erozyonu çıkıyor. Bunun bir şekilde kapatılması lazım. Doğru haberlere erişim yasağı hiç olmazdı, bunu da yapmaya başladılar. İktidarı, bakanı eleştiriyorsunuz mahkemeden istediği kararı çıkarıyor ve habere erişim yasağı geliyor. Yargı kararı ile haksızlıklar bir şekilde geniş kitlelerin duymasına engel olunuyor. Bunu beraber mücadele ederek kaldıracağız. Etik değerlere aykırı olan ne yapılıyorsa ona karşı mücadele etmemiz gerekiyor.

Ulusal yayın yapan bazı gazetelerin kamu ilanlarından fazlasıyla yararlandığını ancak diğer medya kurumlarının görmezden gelindiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, kamu ilanlarının eşit şekilde paylaştırılması gerektiğinin altını çizdi. Kılıçdaroğlu, ¨Belli gazetelerde kamu bankalarının imkanları var, belli gazetelerde hiçbiri yok. Bizim vergimizle kamu kurumları ayakta. Orada çalışanların aylıklarını da biz ödüyoruz. Nasıl oluyor da kamu bankaları sadece belli gazeteleri destekler? Diğerleri yayın kuruluşu değil mi? Bir taraf cezalandırılır öbür tarafa istedikleri kadar para verirler. Biz itiraz ediyoruz sizin de etmeniz lazım. Kamu denetçilerine de başvurduk, ‘Kamu bankaları sadece belli kanallara ilan veriyor. Haksızlık var’ dedik. Kamu denetçiliği kurumu ‘Bu bizim alanımıza girmiyor’ dedi. O zaman sizin fonksiyonunuz ne? Siz oraya ballı maaşlar almak için mi oturdunuz, evet. Haksızlık üzerine koltuğa oturuyorsanız sizde adalet anlayışı sıfırlanmış demektir. Kamu kurumu bazı kurumları görüyorsa ve bizden vergi alıyorsa hepimiz itiraz edeceğiz. Etmiyorsunuz arkadaşlar veya sesiniz çıkmıyor¨ diye konuştu.

Belediye başkanlarına, meclis karar özetlerinin yerel medyada yayınlanması konusunda çağrıda da bulunan Kılıçdaroğlu, ¨Belediye başkanlarımız da burada; belediye meclisleri karar alıyor. Aldığı kararlar neden yerel gazetelerde ilan edilmez; bir engel mi var? Yayınlanmalı. Bunun da yasal güvencesi sağlanmalı. Belediye meclisinin aldığı kararları belde halkı da medya aracılığı ile öğrenir. Bunun iki yararı var, bir medyanın desteklenmesi iki halkın bilgi alması¨ dedi.

Türkiye’de siyaset yapan genel başkanlar içinde en sert eleştirilere maruz kalan ismin kendisi olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, sırf eleştirmek için hakaret edilmesinin doğru olmadığını dile getirdi. Basının etik değerlere bağlı olması gerektiğini ve bu yapının da kendi içinde oluşturulacak bir denetim mekanizmasıyla incelenmesinin şart olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, ¨Eğer devletin yapısında bir çürüme varsa; yasama, yürütme, yargı ve medyadan başlıyor. Ciddi bir çürüme ile karşı karşıyayız ama umudumuz medyada. ‘Burada bir çürüme var’ diyeceksiniz¨ açıklaması yaptı.

Son olarak ‘Basının milletin ortak sesi olduğu vurgusunu yapan Kılıçdaroğlu, ¨Mustafa Kemal Atatürk bu ülkeyi kurduğunda çağdaş uygarlık düzeyini hedefledi. Devlet yönetiminde liyakatin olduğu, medyanın haksızlıklara karşı çıktığı ve bunu yazdığı, yargıya kimsenin müdahale etmediği bir Türkiye özlemi var. Bu özlem şu anda bizim içimizde. Eminim ki medya mensubu olarak sizin de içinizde. Hangi görüşten olursak olalım bu hepimizin ortak sorunu. Bu ortak sorunda umut olan sizsiniz; sizin kaleminiz, sizin mürekkebiniz. ‘Alimin mürekkebi şehidin kanından daha evladır’ diyoruz ya sizin kaleminiz doğru yazdığı sürece bu ülke kurtulur¨ diye konuştu.

Toplantının açılış konuşmasını yapan TBMM 27’nci Dönem CHP İzmir Milletvekili, gazeteci Atila Sertel, ¨Anadolu’da çok büyük sıkıntı olduğunu ve gazetelerin birer ikişer değil 15’er 20’şer kapandığını; gazetelerin sayısının bin 200’ün üzerinden 800’lere düştüğünü son çıkan internet yasası ile birçok gazetenin gelir kaynaklarına el konulduğu bir süreçten geçiyoruz. 3 ila 5 televizyon ve gazete dışında Türkiye tamamen iktidarın güdüm altında görev görüyor. Bütün bunları biz görüyoruz. Anadolu’nun sesini Türkiye ve dünyaya duyurmak için bu organizasyonu yaptık¨ diye konuştu.

Marmaris ve Türkiye’nin sorunlarına dikkati çekerek yerelde medyayla yaptıkları çalışmaları anlatan Marmaris Belediye Başkanı Mehmet Oktay, ¨Marmaris’te ve ülkemizde yaşadığımız sorunlar ortada. Özellikle işin ekonomik kısmında her geçen gün daha da derinleşen sıkıntılarımız mevcut ama bu ve benzeri çalışmalarla birlikte bunları aşabileceğimizi düşünüyorum. Göreve geldiğimizden beri yerel basındaki arkadaşlarımıza destek olmaya çalıştık ve onlardan sadece art niyetli olmadan şeffaf ve özgür şekilde mesleğinizi yapın; bizler onlara ihtiyaç duyan insanlarız isteğinde bulunduk. Bugüne kadar büyük oranda bunu başardığımızı umut ediyorum. Sizler güncel sorunlara dair bizim bilgilenmemizi sağlayacaksınız, biz de dersler çıkarıp gerekli iyileştirmeleri yapacağız¨ ifadelerini kullandı.

İzmir’de meclis karar özetlerinin yayınlanması konusunda çalışma başlattıklarını aktaran İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi, “Bazı büyükşehirlerde yol alındı ama yayılması lazım. İlçe belediyelerini aşamıyoruz. Oysa istihdam yaratan yazılı ve internet basını, görsel basına bu yolla hayatta kalacak kadar bir kaynak yaratılabilir. Bu da diğer yerel yönetimlere örnek olabilir. Evet doğrudur belediyelerimiz de ekonomik olarak ayrı bir kıskaçta. Ancak bu talep ettiğimiz yüksek rakamlar değil. Bugün yapılan bir konserin bedeli kadar. Ama asıl talebimiz şu; bizlerden yalnızca kurgulanmış gerçekler talep ediliyor. İnanın bu ulusalda da yerelde de çok değişmiyor. Gerçeği yazdığınız anda karşı taraf ilan ediliyorsunuz. Kendi kurguladığı kabul ettiği gerçeğin dışındaki her şeye karşı çıkılabiliyor. Reklam veren o internet sitesi veya gazeteyi sahiplenmiş hissedebiliyor. Bu algıya külliyen karşı çıkıyoruz” diye konuştu.

Yerel gazetelerin artık nefes almasının çok zor olduğunu belirten Gappi, “Bazı gazeteler, kağıt fiyatları nedeniyle sayfa sayılarını iyice azalttı. Hatta bazıları kapatmak zorunda kaldı. Cumhuriyetle yaşıt gazeteler üst üste kapanıyor.105 yıllık Yeni Adana Gazetesi ile birlikte 20’ye yakın yerel gazetemiz kapatıldı. Belli ki yazılı basının sayısının çok aza inidirilmesine dair bir strateji var. Ayakta kalmanız matematiksel olarak da mümkün değil. Geçen yıl bu zamanlar 12 sayfalık bir gazetenin matbaa maliyeti 60 bin TL civarındaydı. Bugün 8 sayfalık bir gazete için ayda 145 bin TL ödüyoruz. Anadolu basını olarak en son zammı devletten Kasım ayında almıştık. Geçen yıldan bu yana Türkiye’de iğneden ipliğe onlarca zam geldi. Peki bizler bu artışları yansıtabildik mi? Hayır aksine yazılı ve görsel basın olarak reklam gelirlerimiz azaldı, satışlar pandeminin de etkisiyle hızla düştü” dite konuştu.

Gazetelerin dijitalleşme türbülansında olduklarını dile getiren Gappi, “Her şey artık burada. Dünyada medya farkı noktalara gidiyor. Dijitalleşme, yapay zeka her şeyi değiştiriyor. Peki bu gerçeği illaki birileri dayatmak zorunda mı hayır. Ama gücümüz yok. Bu anlattığımız gerçekliklerle ayakta kalmak meseleyken, nasıl dijitalleşmeye ayak uyduracaksınız. İşte bunun için bir formül denendi, hala denenmeye devam ediliyor. Bizlere dekstekler verildi, yeni ekipler oluşturulup ağır kriterler getirildi. 1 Ekim geçti hala karmaşa büyük. Anadolu medyası da dijitalleşmek, dijitalleşmeyi öğrenmek durumunda ama gelin çok yüksek kriterler koymayın aşama aşama olsun ki, yerel basın yaşasın dedik” dedi.

“Yazılı basın yaşasın istiyoruz” diyen Gappi, “Yazılı basın belge niteliği il kalsın istiyoruz. O nedenle basta kağıt desteği olmak üzere, bir takım kolaylıklar arzu ediyoruz. Elbette öncelikle demokrasi mücadelemizde yanımızda olunmasını diliyoruz. Ülkemizde doğru ve başarılı örgütlenme yapılarının güçlenmesini arzu ediyoruz, basın kartlarını güçlü meslek örgütlerinin vermesini öngörüyoruz. Kamu ilanlarının Anadolu’nun görsel ve yazılı basınına aktarılmasını istiyoruz. Kamusal fonlama araçlarının yaygınlaşmasını talep ediyoruz. Her sendika sözleşmesinde yerel basının yazılı veya görsel abonelikleri olmalı. Anadolu’da yine işsizlikler başladı daha kötüsü meslektaşlarımızın çoğu asgari ücret alıyor. Bu düzenin artık son bulmasını istiyoruz” ifadelerinde bulundu.

Dijitalde var olmak, yüksek kriterlerin aşılması için, müthiş bir dezenformasyon ve kalitesiz habercilik başladığını belirten Gappi, “Haber, bilgi birbirine karıştı. Biz bunları içimizde aşarız ama bize güçlü ve dayanışma içerisinde, sorunlara zamanında eğilen, mangal partileri değil strateji üretebilen örgütlenmeler gerekiyor. Madenci, petrolcü, ilaççı holdinglerin sahip olduğu medya yapılarıyla artık tıkanma noktasındayız. Ülkemizde dijitali doğru okuyan çoklu medya sahiplik yapıları oluşturmak durumundayız. Anadolu basınını güçlendirmek durumundayız. Kitlesel fonları abonelikleri artırmak zorundayız. Özetle aslında bizlerin mücadelesi bir meslek mücadelesi değildir, bir demokrasi mücadelesi” dedi.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner42

Haber Sabah
Manset24 Haberleri
Haber Entel