Yıllardır izlenen yanlış tarım politikalar sonucunda gerek hayvancılık gerekse tarım ürünlerini ithal yoluyla ülkemize ithal etmeye devam ediyoruz.

İthalat temelli yani sonuç odaklı politika yerine fiyat artışını doğuran nedenlerin üzerinde bir türlü duramadı. Sorunları tespit edemedik. Sorunların tespiti ve çözüm önerilerimizi geliştiremedik. Türk çiftçileri ister bitki ister hayvancılık yapsın zaten büyük bölümünü ithalata dayalı olarak yapmak zorunda kalmıştır. Tohumda ithalat, ilaç, gübre, mazot hepsi ithal.

Bu kez ithalata bağımlı iken bir de ürün ithali otomatik olarak üreticiyi sektörün dışına itmiş olursunuz. Dünyada acımasız bir rekabet ortamı olduğunu düşünecek olursak küçük çiftçilerimiz bu rekabet ortamında ayakta kalmaları mümkün olmayınca yok olup gidiyor. Bırakın özel sektörü devletin kendisi (TMO) Toprak Mahsülleri aracılığı ile hububat, et ve süt kurumu (ESK) aracılığı ile de hayvan ve et ithal ediyor. Bu ithalatın izahı vatandaş ucuz hububat ve et yesin mantığı hakim olduğu için Tarım ve Hayvancılık ile uğraş veren çiftçilerimiz zor durumlara düşüyor. Üretici ile tüketici arasındaki fiyat farkını azaltmanın yolu bu değildir. Bir örnek vermek gerekirse Karadeniz’de fındık üreticilerimiz kabuklu fındığı en iyi şartlarda 5 lira-10 lira kabuklu fındığı satabiliyor. Aynı fındığı marketlerden 80-100 lira arasında satın alabiliyorsa burada büyük bir anormallik var demektir.

Yani siz üretici ile tüketici arasında öyle bir sistem kurmuşsunuz ki üreticinin canından bezmesini sağlayacak yöntemleri kullanıyorsunuz demektir.

Türkiye’de yıllar önce belki 25 yıl önce kaleme aldığımız yazıyı şimdilerde tekrar yazma gereğini duyuyorsak bu işlerin ileri değil geri gittiğini gösteriyor olması anlamını taşımaz mı?

25 Yıl önce süper marketler, hiper marketler açmayın bunlar ülke ekonomisini perişan eder dedik. Bir miktar aracının yanında asıl market egemenliğinin kurulduğu ülkemizde bu egemenliğin oluşturduğu yüksek kar, marşlarıyla üretici de ucuz tüketici de pahalı bir gıda sistemi oluşturuldu hatta bile bile buna göz yumuldu.

Denetim mekanizmasının işlemediği, bölgeler bazında bu konularla ilgili hiçbir analizin doğru dürüst yapılmadığı ülkemizde insan sağlığını hiçe sayan ucuz maliyetlere yönelen korsan hububatçı ve et üreten şahsiyetlerin doğmasının yolları açılmış ve artık sağlıklı ürün bulabilir miyiz endişesine düşen bir ürkek tüketici topluluğu ile karşı karşıya kalmış durumdayız. Daha önce çıkarılan hal yasasının çifte boyunduruk yasası olduğunu ve bu konuda yaptığımız ikazların ne yazık ki doğru çıkması bizi sevindirmiyor tam aksine üzüyor. Söylemiştik bu çifte boyunduruk yasası üretici ile tüketiciyi perişan edecek ama aradaki aracıları ihya edecek diye o gün bugün bir değişiklik yok. Antalya’dan seralardan 75 kuruş ve 1 lira gibi rakamlarla alından domatesin tüketiciye 8 liraya ulaşıyorsa bu aradaki kimlerin cebine haksız kazançların girdiği konusu hiç araştırılmıyor mu?

Herhangi bir denetim yok mu? Elbette yok. İklim değişikliği, köyden kente göç, toprak analizleri ve hayvancılığın nasıl ve nerelerde gelişebileceği konularında kafa yormak lazım. Beyler, üreticiye bir şeyler vererek desteklemeyi bırakalım da onlardan bir şeyler almadan nasıl tarım politikaları oluştururuz da bırakın kendi kendine yeten ülke olmayı Türkiye’nin 26 da biri olan Hollanda gibi Dünyaya nasıl tarım ürünleri, canlı hayvan ve et ürünleri satabiliriz onun çalışmasını yapalım.

1960’larda Karadeniz yaylalarında otlayan hayvan sayısı ile bugün otlayan hayvan sayılarını bir karşılaştıralım ve bu kayıpların nedenlerini araştırıp çözüm önerilerini sunalım. Tarımı tarımla iştipal edenlerle birlikte çözebiliriz yoksa izlenen politikalar devam ederse üretici ve tüketicinin daha da perişan olacağı bir mecraya doğru ülkemizi sürükleriz.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner42

Haber Sabah
Manset24 Haberleri
Haber Entel