Kadına yönelik şiddet yıllardır “ani bir öfke patlaması”, “aile içi mesele” veya “eşlerin arasında olur böyle şeyler” gibi normalleştirici cümlelerin arkasına gizlendi. Oysa bu mesele bireysel bir kontrol kaybı değil; toplumun öğrenilmiş sessizliğiyle ayakta duran bir yapı. Bugün 25 Kasım; kadına yönelik şiddetle mücadele günü. Bu tarih, şiddeti sadece failin davranışıyla açıklayan yüzeysel bakışı bırakıp, onu besleyen toplumsal düzenle yüzleşmemizi gerektiriyor.

Şiddetin ilk izi çoğu zaman kadının yüzünde değil, sesinde ortaya çıkar. Kadın “iyiyim” dediğinde bile sesi titriyorsa, bilin ki toplum çoktan sınıfta kalmıştır. Çünkü kadınlar çoğu zaman yumruktan önce, onu meşrulaştıran kalıplarla yaralanıyor: “Abartıyorsun.” “Evlilik böyle şeylere gebedir.” “Boşanırsan tek başına ne yaparsın?” “Çocuklar için sus.” Bu cümleleri yıllarca duyan biri, bir süre sonra şiddeti değil, kendi algısını sorguluyor. Psikolojide bunun adı öğrenilmiş çaresizlik ama gerçekte bu, bir kadının kendi hayatından vazgeçmesini sağlayan toplumsal manipülasyonun adıdır.

“Neden gitmiyor?” sorusu yıllardır yanlış yerden soruluyor. Doğru soru şudur: “Gitmesini imkânsız kılan şartları kim yarattı?” Ekonomik bağımlılık, aile baskısı, toplumun ayıplama refleksi, yalnız kalma korkusu, hukuki güvensizlik… Bütün bu faktörler bir kişinin değil, sistemin suç ortaklığını gösterir. Şiddetin devamı çoğu zaman failden değil, çevrenin sessizliğinden güç alır. Komşular “karışmayalım” der, akrabalar “boşver büyütme” diyerek sırt döner, kimi yetkililer “kanıt yoksa yapacak bir şey yok” diyerek sorumluluktan kaçar. Şiddet işte tam da bu boşluklarda büyür.

Kadınların günlük hayatına bile şiddet korkusu kazınmış durumda. “Bu yoldan mı dönsem daha güvenli olur?”, “Bu kıyafet yanlış anlaşılır mı?”, “Bu saat tehlikeli mi?”, “Bu cümle onu sinirlendirir mi?” diye düşünen bir nüfus varsa, orada modernlikten söz etmek anlamsızdır. Bir toplumun gelişmişliği betonla, köprüyle değil; kadının gece eve korkmadan dönebildiği saatle ölçülür.

Kadın cinayetleri konuşulurken rakamlar öne çıkarılıyor ama gerçekte eksilen bir sayı değil; bir ihtimal, bir hayat, bir anne, bir kız kardeş. Kadına yönelik şiddetin bedelini sadece kadın değil; onun çocukları, ailesi, hatta şiddeti duyan ama üzerine örtmeye çalışan toplumun vicdanı öder. Şiddetin bıraktığı travma tek kişilik değildir; nesiller boyu iz bırakır.

25 Kasım, yalnızca farkındalık günü değildir. Bu gün, toplumsal olarak verdiğimiz tüm yanlış tepkilerle yüzleşme günüdür. Kadına yönelik şiddet sadece failin suçu değildir. Görmezden gelenin, “boşver” diyenin, sessiz kalan komşunun, yasal süreci hafife alan kurumların ve suçu kadın üzerinden açıklamaya çalışan herkesin ortak utancıdır. Kadının yaşam hakkı, toplumun en temel sınavıdır. Kadının görevi kendini korumak değil, yaşamaktır. Korumakla yükümlü olan ise toplumun tamamıdır.

Ve unutulmaması gereken en keskin gerçek şudur: Bir kadın “iyi değilim” dediğinde onu susturmak kolaydır; ama o sustuğunda çöken sadece bir hayat değil, toplumun bütün insanlık iddiasıdır.

Dipnot:

Bu ülkede kadına yönelik şiddeti bitirmenin ilk adımı, “Ben karışmam” diyen herkesin aynaya bakmasıdır. Çünkü bazı suçlar sadece işlenmez; seyredilir. Ve seyreden herkes payına düşen utancı taşır.

Güzel kadınlara tavsiye:

Kimsenin sizi güçlü olmak zorunda bıraktığı bir hayatı normal sanmayın. Kendinizi suçlu hissettirmeye çalışan her cümleyi, her bakışı, her “sabret” diyen sesi sorgulayın. Size “abartıyorsun” diyenlere değil, iç sesinize güvenin. Ve şunu aklınızdan çıkarmayın: Bir kadının hayatı, kimsenin sinir krizine rehine değildir. Değeriniz pazarlık konusu değildir. İyi hissetmek bir ayrıcalık değil, hakkınızdır.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Haber Sabah
Manset24 Haberleri
Haber Entel