Bir seçime daha yol alıyoruz. Ülkenin gerçekten beka sorunudur bu seçim. Bu seçim öncekilerinden çok daha önemlidir. Çünkü:  Türkiye 24 Haziran'dan sonra ilk kez yeni bir sisteme ve yeni bir düzene geçecek.

Bu yeni sistemin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile alakalı bir durum değil, Türkiye'nin geleceğiyle ilgili...

Kendi iç ve dış politikalarını belirleyen, güçlü, zengin, özgür bir Türkiye’yi inşa ve ihya etmek isteniyor. Bu seçimin anlamı budur.

Verilen kavga: Türkiye’yi Batının kulu kölesi yapmak isteyen bağımlı ve korkak insanlarla, ülkesini bağımsız, güçlü ve zengin bir ülke yapmak isteyen yerli - milli ve cesur insanların kavgasıdır bu kavga. Bu seçim böyle bir tercihin yapılacağı tarihi bir dönüm noktası olacaktır.

24 Haziran seçimlerine Ramazan ve Kudüs damgasını vuracak. Kim neyi nasıl yapıyorsa yapsın, Ramazan’ın ve Kudüs’ün ruhaniyeti içinde atsın adımlarını!

Değişmeyen “Meb’usluk (milletvekili)şartları”:

II. Meşrutiyet dönemindeki Hürriyet ve İtilaf Partisi Başkanı Şeyh Mehmet Zeynelabidin Efendi öncülüğünde Konya’da kurulan Meşrık-ı İrfan Gazetesi’nde yayınlanan “Meb’usluk şartları” bugün de milletvekilli olma şartları olarak aynen geçerlidir.

 (Şeyhülİslâm Mustafa Sabri Efendi, Zeynelabidin Efendi ile ilgili olarak şöyle der:

“Ziya Efendi kadar âlim değildi, son derece zeki ve basiret sahibi ve uzak görüşlü pehlivan yapılı bir insandı. Baştan hep taraf olduğumuz İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin iç yüzünü ilk fark ederek bizi uyaran ve o fesat ocağına karşı mücadele bayrağını açmamıza sebep olan Zeynelabidin Efendi olmuştur.”)

Bugünde geçerli olan “Meb’usluk şartları”  şöyle:

  1. Milletvekili adayı, aday olacağı şehirde uzun süreli oturmuş, yaşamış olmalı, halkın mizacını iyi bilmelidir…
  2. Şehre yarayacak her türlü kanunu ve o şehir halkının saadetini icap edecek şeyleri düşünüp beğenmeye ve böyle bir araya toplamaya “muktedir” olmalıdır.
  3. Devletin şan ve şerefini düşünmeyecek kadar cahil olmamakla birlikte, sefih de olmamalıdır… Çünkü kendi malı kendine teslim edilemeyen sefih bir adama bu gibi vazife verilemez.
  4. Hükümetin kanunsuz ve haksız işlerini yüzüne söylemek hususunda kimseden korkup çekinmez ve ölmekten bile kaçınmaz, dünya için kimseye müdane etmez olmalıdır.
  5. Parayı görünce her şeye boyun eğecek kadar bağrı yufkalardan ve parayı çok sevenlerden olmamalıdır… Yoksa milletin menfaati zayii olmak ihtimali ziyadeleşir ve memleketi açık açık uçuruma sürekler.
  6. Memuriyetini muhafaza etmek ve başka bir menfaatini korumak için şuna buna yüzsuyu dökmüş (ağlamış), kendisine haksızlık edenlere göz kırpmış, kendisi haksızlık etmiş olmamalıdır.
  7. Rüşvet almış, para ile onun bunun hakkını satmış, mahvetmişlerden de olmamalıdır…
  8. Halk içerisinde zulmü, işkencesi olanlardan olmamalıdır…
  9. İki sözlü, ikiyüzlü adamlar da mebus (milletvekili) olamaz…

10-Şunun bunun ayıbını arayan, daima iki kişi arasındaki gizli sırları anlamaya çalışan, hiç yoktan tertip türetenler de aday gösterilmemelidir…

       11-Milletvekilliği bittikten sonra kendini idare edecek bir işi veya zenginliği olmayanlar da aday gösterilmemelidir… Çünkü bu özellikleri olmayan kişiler hükümetin ayıbını örtüp boyun eğmeye mecbur kalırlar (bu kriterler, Konya Yusuf Ağa Kütüphanesi kataloğunda 9521/2 sayıyla kayıtlı “İslamiyet ve Meşrutiyet” isimli eserden Ali Akgül tarafından derlenmiştir).

Ve Devamla Diyorum:

Milletvekili adayları seçiminde ince eleyip sık dokunmazsa: İktidar elde edildikten sonra kavga ilerleyen dönemde iktidar nimetlerinden az yararlananlarla çok yararlananlar arasında olabilir desem, şöyle hop oturup hop kalkılacağına birçoğundan eminim. Bu tahminimi biraz daha ileriye taşıyarak, vekil adayları seçiminde ince eleyip sık dokunmazsa, muhafazakâr siyaset kendi içinde seçimden sonra ikiye bölünecek dense, pek çoğumuzun hadi sende dediğini duyar gibi oluyorum.

Aman Dikkat Beyler… Beyler,  Türkiye bir İsveç, … bir Finlandiya değildir, her an her şeye karşı hazırlıklı olmak zorundayız. Hatırlayın, 15 Temmuz 2016 akşamı evlerimizde oturmuş huzur içinde kahvelerimizi yudumlarken FETÖ denilen hain güruh birkaç saat içinde ülkeyi kaosa çevirdiğine şahit olmadık mi?

Çevremde “Onlar varsa, biz yokuz” diyen çok insan var Efendiler…

Seçici kurullar umarım ince eleyip sık dokurlar ve umarım şu yazdıklarımı kale alırlar…

Her şeye rağmen, 24 Haziran’da var gücümüzle Reis’in arkasında durmak boynumuzun borcudur.

Allah birliğimizi, dirliğimizi, beraberliğimizi, huzurumuzu bozmasın…

Yüce Rabbim, bize Kudüs - Mescidi Aksa davasını kendine dava edinecek, zalimlerin korkusu olan, mazlumların yardımcısı olan insanların ağırlıkta olduğu bir meclis nasip et ve bizi böyle bir meclise layık bir millet kıl.

Selam ve dua ile…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner42

Haber Sabah
Manset24 Haberleri
Haber Entel