Geçtiğimiz gün seçimler sonrasında, hem yakın komşum hem de yakındostum Kemal Çamlıoğlu ile birlikte bir sohbet sırasında “Ya,  bu ülkede oy verilebilecek bir parti yok.”dediğinde ben de “Neden aziz dostum başka çaremiz var mı ki? Var olanlardan birini seçmek durumundayız.” dediğimde, Kemal bana “Arkadaş yok diyorum sana anlamak istemiyorsun.  Ben Türkiye’de artık iktidar sorunu olduğuna inanmıyorum, ama muhalefet sorunu var diyorum. Böyle bir muhalefet olabilir mi?” diye cevap verdi.

Kemal arkadaşım merttir, doğrulardan şaşmaz, kime oy vereceğini önceden bildiğimiz bir arkadaşımız bazen yerel seçimlerde kendi partisine değil sevdiği dostlarına oy verir ve bunu da saklamaz açık açık söyler. Gerçek sosyal demokrattır kendisi. Sosyal demokrasiyi iyi bilir körü körüne tartışmalara girmez. Ülke sorunlarını kendi sorunları olarak kabul eder ve dert eder. Böyle de bir yapısı vardır… Kemal haklıydı gerçekten. Muhalefet sorunu vardır bu ülkede; bir türlü kendini yenileyemeyen, alternatif üretemeyen,plan ve programını sadece iktidarı eleştirmek ve karalamak olan ve bu tip politikalar üzerine varlığını kuran ilginç bir muhalefet anlayışı var bu ülkede.  

Son seçimlerde tüm solcu arkadaşlarımız da aynı tutum ve davranışlarını sürdürmeye devam ettiler. İktidar partisine oy verenleri yine cahillikle suçlayan ifadeleri kullanmaya devam ettiler. Halkın özgür iradesini bir türlü kabul edemeyen bir zihniyet, nasıl oluyor da vatandaşlık görevlerini yerine getirenlere bu şekilde suçlar nitelikte yakıştırmalar yapabilme cüretini gösteriyor? Anlamakta güçlük çekiyorum…

CHP,65 yıldır doğru dürüst iktidar olamıyor. Bunun nedenini dahi araştıramamakta ve bu nedenleri bulup çözüm üretememektedir.

Bir yazar kitabının bir bölümünde şöyle der “Bir insana istenilen eğitimi verebilmek için, işe onun dedesinden başlamak gerekir. Ancak bu başlama dedenin çocukluğunu da içine alan bir süreç olmak zorundadır.

Her yaştaki insan kendini yenileme, geliştirme arzusu taşımalı. Temel eğitim, bu anlayışı en etkili bir şekilde her bireye kazandırmış olmalıdır. Bir toplumda hep beraber huzurlu ve mutlu yaşamanın yolu; herkesin iletişim eğitimi almış olmasından ve aldığı doğru eğitime uygun,doğru davranışlar sergilemesinden geçer. Her nesil bir öncekinin önünde yürür. Sonrakiler açılan yoldan gelirler. İnsanın yolu, sonrasında insanlığın yolu olur. Rüyalar masallara, hikayeler gerçeklere karışır, yıllar asırlara, asırlar çağlarla devam eder gider. Nefes alıyor olmak, ayakta olmak, hayata anlam ya da anlamlar yüklemek yaşadığımızın göstergeleridir. Bizden öncekiler de yaşamıştı. Yaşıyor olmak, insan yolunda olmaktır. Yani kendi yolumuzda…

Bir siyasi erk, kuruluşunda ne yazdı ise ilerleyen zamanlarda dünyada meydana gelen değişim, gelişimleri şayet anlayamaz ve hala kuruluşunda yazdıklarını tekrarlayarak söylerse, buna statüko denir. Oysa yapıcı bir muhalefet, Türkiye’nin özlemi olmuştur. Muhalefetteki parti, her seçimde alternatif olabilmeli ve diğer siyasi partilere de bu durumu hissettirmeli.   Güçlü muhalefet özlemi çeken bir Türkiye var olduğunu unutmamak gerekiyor. Halkın tüm gayretine rağmen maalesef bu CHP ile bu işin yürümeyeceği kesin. O zaman ne yapmalı diye düşünmesi gereken CHP’dir. Bir başka partinin ana muhalefet olabileceğini zannetmiyorum. Yeni politikalar üretmenin ve yeni dünya düzenine uyum sağlamanın kriterlerini araştırmak ve daha çağdaş bir sosyal demokrat bir yapıya gidebilmenin yollarını arayarak halkla bütünleşmelidir CHP. İngiltere de yıllar önce Tony Blair ne yaptıysa CHP de onları yapabilir. Parti içi demokrasi konusunda diğer partilerin önündeymiş gibi duruyor olması pek fazla bir şey değiştirmiyor. Çünkü üyelik yapılanmalarının sadece ilçe başkanlarının inisiyatifleri ile oluşması henüz işin başında ahbap-çavuş ilişkilerinin oluşması ile başlayan süreç, antidemokratik bir yapıyı oluşturduğunu ve o yapıda delege veya üyelerin özgür iradesi ile değil ilçe başkanlarının inisiyatifi ile ön seçimlerin kazanıldığını da biliyoruz. Ön seçimler ile demokratikleşme kesinlikle olmaz. CHP samimi olmalı ve üyelik yapılanmasının ilçe seçim kurullarına bireylerin müracaatı ve gönüllü olarak üye kayıt formlarını imzalayarak siyasi partilere kayıt yapmaları doğrultusunda TBMM ye hemen bir kanun teklifi vermeli. Tabi sadece üyelik yapılanması ile değil, tüm siyasi partiler yasası ve seçim yasalarını da kapsayan bir teklif ile işe başlamalı. Bu bile CHP'ye önemli kazanımlar getirecektir diye düşünüyorum


Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner42

Haber Sabah
Manset24 Haberleri
Haber Entel