Türkiye terörist ve terörle mücadele stratejisini birlikte değerlendirmek zorundadır. Son 40 yıldır çoğunlukla gündemimizin ilk maddesini oluşturan terörle nasıl mücadele ettiğimize bir kez daha bakmamız gerekmiyor mu ?

Terör yıllardır bir duygusal onur meselesi veya korku imparatorluğunda terörist ile güvenlik güçleri arasında bir düello olarak algılanmış ve de acımasızca sürdürülmüştür. Bu yöntem Türkiye’ye büyük maliyetler yüklemiş ve de üstelik hiç bir sonuca varılamamıştır. Bence vahşet ve hukuksuzlukla teröristle yarışmak doğru bir yaklaşım olmamış, çözüm afına da hiç bir gelişme kaydedilememiştir.

Bu anlamda Devletin güçlü olduğu alana halkı ile birlikte çekilmesi gerektiğini düşünüyorum. Terörü yavaşlatmak ve direncini kırmak için farklı yöntemler uygulamak zorunluluğu vardır. Arkasında durulabilecek akıl ürünü söylemlerle örgütün direncini kırmak ve terör örgütünün direncinin yüksek tutulduğu gerçeğinden hareketle terör siyasal söylemler karşısında son derce kırılgan bir yapısı gerçeğini görmezden gelmeden bu söylemlerin alabildiğine üretilmesi ve söylenmesi gerekmektedir.

Zira şiddetin örgüt lehine güçlenmesini,  suyun taşımasını engellemek ve de örgüt içerisinde karşı düşman imajını zayıflatıp normalleşmeye kanalize edeceği terör gerilimi yerine normalleşmeye doğru önemli adımların atılacağı kesindir.

Kanamalı bir hastaya aspirin vererek tedavi edilemeyeceği gerçeğini artık görmemiz gerekmektedir. Hastalığın tedavisinde yeni yöntemlerin belirlenmesi veya araştırılması ihanetin ve vahşetin baştan yok edilmesi anlayışının hakim kılınması modellerinin tartışılıp yürürlüğe girmesi gerekmektedir.

Belki uzun vadede ama kalıcı çözümler üretmek zorunluluğu vardır, öncelikle sorunların tesbiti gerekmektedir. Bu güne kadar yapılan tespitler demek doğru olmadığı için ülkemizde terör gitgide güçlenmiş, bunu bir an evvel görmemiz gerekmektedir. 40 yıldır yapılan tespitler ve çözüm önerileri doğru olmadığını kabullenmemiz gerekir. Demekki terörün kökünü kazıyacağız” demekle terörün kökü kazılmıyormuş. Nutuk atmakla hiç mi hiç kazılmazmış, o zaman yapılması gereken tedavinin acilen yapılması gerekmektedir.

Öncelikle bir insan neden terörist oluyor, bundan yola çıkılması gerekmez miydi, bunun nedenleri araştırılıp kaynağı başından kesmek yöntemleri uygulanamaz mıydı?

Terörist olmaya giden yol propogandaya dayalı beyin yıkama ve bu propagandaya aracılık edecek malzemenin çok olması terörist üretmenin de o kadar kolay olacağı hiç düşünülmemiş mi?  Biz terörist denince hep duygusal boyutunu ön planada tutuyoruz ancak analiz boyutunu es geçmekteyiz. İşte bizi yanlışlara sevk eden en büyük nedenlerden biri bu değil midir? Her zaman görmeye zorunlu olduğumuz bombaların patlaması ve masum insanların kopmuş organları medya organlarında görüntülenmesi ve bizlerin “ bunları yapanlar insan olamaz bunlar insanlık dışıdır lanetliyoruz “ tekerlemeleri ile bu işler bitmiyor, çözülmüyor. Konuyla profesyonel ilgilenmek veya bu konu ile profesyonel ilgilenenlerin bu insanlık dışı uygulamaları bu eylemleri nasıl yapabildiklerini bilmek ve soruna bu açıdan bakmak zorundadırlar.

Sokaktaki insan bu konuları bilemeyebilir ancak vatandaşını korumakla yükümlü ve de asli görevlerinin başında gelen vatandaşını korumakla yükümlü Devlet ve terör uzmanları bu konuyu çok iyi irdelemeli ve de bilmelidirler.

Anlaşılacağı gibi terör örgütünün belini kırmanın en önemli ilkeleri öncelikle halkın desteğini almak  ve bu desteğe en yardımcı argüman terörist propagandası yapabilecek argümanları sıfırlamak.

Hiç kendimizi sorguluyormuyuz? Allah aşkına ülkemizde bilim adamı neden yetişmiyor? Üniversitelerimizin dünyada ilk 500’ün arasına girememesinin nedenlerini araştırıyormuyuz.  Hiç sorunumuz yokmuş gibi kara sevda, aşkı memnu kebap deniz muhabbetleri varken , ne gerek var bilim adamlarına ne gerek var kaliteli eğitime ve de en acısı üniversite var ya hem de olması gerektiğinden fazla...

Eh bize bu kadarı yeter der geçersek korkarım ki biz terör sorununu zor çözeriz. İşte her şey meydanda sözde aydınlar yetiştirmişiz. Adamlar yayınladıkları bildirilerle adeta terör en büyük insanlık suçudur diyeceklerine nerdeyse teröre mahsur kalanlar en büyük insanlık suçunu işlemiş diyecekler. Utanmadan sıkılmadan ülkenin kan gölüne dönüşmesinin bıyık altından gülerek izliyorlarmış gibi bir imaj sergileyerek bir yerlerine kına yakıyorlar. Yazıklar olsun. Yaşımız 65’e geldi ve doğacak torunlarımın yüzüne bakıp ne diyeceğimi düşünüyorum ama söyleyecek hiç bir şey bulamıyorum. Sadece “ sizden özür diliyorum sevgili torunlarım”size güvenli bir ülke bırakamadık çok uğraştık ama hep önümüzü kapattılar. Bir türlü bizim gibilerin önünü açmadılar. Ben hakkımı helal etmiyorum. Demekle yetineceğim ve mutlaka gözlerim açık bir şekilde onlarla vedalaşacağım.

İçimiz yanıyor.

Birilerine bakıyorum.

Ve

Yazıklar olsun diyorum...

Biliyorum çok suçluyuz.

Elimden başka bir şey gelmiyor.

Toprağa düşen canlarım.

Mekanınız cennet olsun demekten başka...

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner42

Haber Sabah
Manset24 Haberleri
Haber Entel