İnsan Hakları solcuların- sosyalistlerin değil, sağcıların – liberallerin eseridir. Türkiye’de siyasi görüşlerini “sağda” olarak tanımlayanlar, artık şu teorik ve tarihi gerçekleri hatırlamak zorundadırlar. 

Günümüzün siyasi yelpazesinde kolektivist, sosyalist, devletçi görüşlere solcu, insanı en yüksek değer gören, bireyci görüşlere sağcı denilmektedir. 

İnsan hak ve özgürlüklerini, solcuların propaganda malzemesi yapması, sağcıların da bu ilkelere karşı çıkması, siyasi tarih ve siyaset teorisine aykırıdır. Zira insan hak ve özgürlükleri solun değil, sağın mefkuresidir. 

Modern zamanlar olarak adlandırılan son üç yüz yılın en eski ve temel siyasi doktrini liberalizmdir. Çağdaş siyasi doktrinlerden birisi olarak ele alındığında, muhafazakarlık, liberalizmden daha sonra ve teorik öncülüğünü 1790’da yayınlanan bir eserle tanınmış İngiliz Liberali Edmond Burke’un yaptığı pozitif gelişmesini de 1832’de liberal ilkelerle kurulan İngiliz muhafazakar partisinin yönlendirdiği liberalizm ile kardeş bir siyasi doktrindir. Faşist olmayan anti emperyalist milliyetçilik de liberalizmin ürünüdür. 

İnsanı en üstün değer olarak gören, insana güvenen bu çerçevede bireyci olan liberal düşünce büyük İngiliz Siyasi Yazarı John Locke’un 1690’da yayınladığı “Hükümet Üzerine İki İnceleme” adlı eseriyle aslında bir insan hak ve özgürlükleri doktrini olarak doğmuştur. 

Locke’un İnsan Hakları Doktrini, ilk siyasi insan hakları belgesi olan 1778 tarihli Amerika Anayasası’nın teorik olarak temelini oluşturmuştur. Sosyalizm ve sosyalist görüşleri ifade eden solculuk bu gelişmeden çok daha sonradır. 

Tarihlere dikkat edersek, siyasi sosyalist çizginin öncüsü Bebeuf’un eşitler kulübü 1795’te kurulmuştur. Yani John Locke’dan 105 yıl sonra bu tür insan haklarından bahsetmişlerdir. Birleşmiş Milletler’in 1948 tarihli İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi de onu takip eden İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi de sosyalistlerin değil, sağcı, liberal görüşün ürünü olduğu açıktır. 

Sol daima kolektivist görüşlerden ve katı merkeziyetçi anlayıştan hareketle insana aslında büyük zararlar vermiştir. 

***

Cumhuriyet’in tek partili döneminin resmi ideolojisine muhafız yetiştirmeyi Tevhid-i Tedrisat politikalarıyla gerçekleştirmiştir. Muasır medeniyeti, çağdaşlığı, tanıyan yeni kuşaklar yerine tek parti dönemi, katı merkeziyetçi, baskıcı totaliter bir yapılanma ile medeni dünyada eşi, benzeri olmayan cumhuriyet aydınları zümresi yetiştirmiştir. Tek parti ideolojisinin jakoben, İttihat ve Terakki geleneğinin devamı olduğu gerçeğini de unutmamamız gerekmektedir. 

Cumhuriyet aydınları faşizmin geliştiği, İkinci Dünya Savaşı öncesi dönemde faşizme yönelmişler, İsmet Paşa 27 Mayıs 1960 darbesinden sonra ortanın solu işareti ile solculuğu, sosyal demokratlığı, sosyalizmi bayrak yaparak basın yayın organlarında egemenlik kurarak bu aydın zümre ön saflarda sosyalist düşünceyi moda haline getirdi. Çağdaşlıkla, solculuk özdeşleştirildi. Ve halka yutturuldu. Oysa Türkiye’de sol, statükocu ve çağdaşlaşmaya daima kapalı kaldı. İnsan hakları ve ademi merkeziyetçi yaklaşıma bir türlü yanaşmayan sol, Türkiye’de 1908 Ahror Fırkası’ndan buyana halkımız imkan bulduğu her dönemde liberal sağda toplanmış, yeter söz milletindir, dediği için 1950’de Demokrat Parti’ye, 1969’da Adalet Partisi’ne ve daha sonraları da Özal ve Erdoğan hükümetlerini çoğunlukla desteklemiştir. Çünkü bu liderlerde Türk halkı kendini bulmuştur. Bugünlerde de aynı teranelerle sözde insan hakları savunucuları insanları göz kırpmadan katledebiliyorsa, kahrolsun emperyalizm deyip, emperyalist güçlerle iş birliği yapıyorsa, dış güçler deyip onun taşeronluğunu yapabiliyorsa, siz buna nasıl bir sol diyebilirsiniz? Dünyada Marksist düşünce bitti, irtica oldu. Rusya’da bile kalmadı. Türkiye’de, hala Marksistler kol geziyor. Bunun da nasıl hala böyle olduğunu anlamakta güçlük çekiyorum. 

Ülkemiz coğrafi yapısı ve stratejik konumu bakımından dünyanın çok önemli bir yerinde. Elbette dünyanın gözü üzerimizde. Ama gerçek olan bir şey var. O da ben dış güçlerden hiç mi hiç korkmam. Örneğin Amerika’dan korkmam ama Amerikancılardan korkarım.
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner42

Haber Sabah
Manset24 Haberleri
Haber Entel