Doğa çöp üretmez, çöpü üreten bizleriz. Doğal denge üretilen çöplerin imha edilmesi için kurulmuştur. Ama o dengenin kaldıramayacağı bir yük yüklerseniz istemediğiniz problemlerle karşılaşabilirsiniz. Doğayı, denizi velhasıl dünyayı kirlettik. Marmara Denizi’ndeki müsilaj sorunundan söz ediyorum. Müsilaj aslında bir tür salya benzeri madde. Müsilaj yerine deniz salyası demek daha doğru olabilir. 

Yıllardır Gediz Nehri temizliği için toplantılar yapılır ama atılan adım bir arpa boyunu geçmez. Sadece mekanik ve nehir yatağı temizliği ile uğraşıldığı için ilerleme maalesef gerçekleşemiyor. Gediz hala kirli, denizlerimize hala pislik akmaya devam ediyor.

Şimdi de Marmara Denizi’nde oluşan deniz salyasını vakumlayarak çekmeyi çözüm zannediyoruz. Çözüm bu olmamalı. O salyayı oradan alıp doğada başka bir yere bırakmak, başka bir çevre sorununa yol açacaktır. Gündelik çözümler yerine kalıcı ve bilimsel çözümler üretmeliyiz.

Sorunu oluşturan kafalarla sorunu çözmek mümkün değildir. Pandemi döneminde şehirleri temizlediğini göstermek için sokakları köpüklü su ile yıkamayı hizmet olarak paylaşan belediye başkanlarını toplayıp çevre kirliliğine çözüm bulmak mümkün değildir. Üniversiteler ve bilim adamları, su ürünleri uzmanları, çevre uzmanları ve devletin temsilcileri bir araya gelerek ortak çözüm üretebilirler. Marmara Denizi’ne kirli atıkları akıtan belediyelerin başkanlarını toplamak sorunu çözemez. Bu başkanların içinde kaç tane bilim insanı var? Kaç belediye başkanı ömründe mikroskopta bir bakteri ya da canlıyı incelemiş? Başkanlar tabii ki toplantıda olacak ama bilimsel önerileri hazırlayacak ve takip edecek bir kurul mutlaka gereklidir. Çözüm ortak akıl ve bilimi harekete geçirmekle olur. Sorun bir günde oluşmadı, bir günde de çözüm bulak mümkün değil. Yıllar içinde neden denizin altı ve üstü incelenip sorun oluşmadan önlem alınmadı? 

Bazı önerileri buradan paylaşmak istiyorum:

1)Kirliliğin Nedeni: Öncelikle bu deniz salyasını oluşturan nedenler araştırılmalı ve etkenler ortadan kaldırılmalıdır. Mekanik temizleme yapsanız bile neden ortadan kaldırılmadığı İçin deniz salya üretmeye devam edecektir.

2)Biyolojik Arıtma: Tüm sanayi ve evsel atıkları taşıyan sular mekanik arıtmanın yanında biyolojik arıtmadan da geçirilmelidir. Bu kirliliğin en büyük sebebi deniz suyunda var olan bakteri çeşitliliğinin yok olmasıdır. Tarım ilaçlarının artıkları, deterjanlar ve kimyasallar mevcut doğal florayı bozmakta ve azalan bakteri çeşitliliği sonucu bu salya oluşmaktadır.

3)Salyayı Denizde Yok Etmek: Deniz salyasını vakumlayarak almak ve başka bir yere aktarmak yeni bir çevre sorununa neden olacaktır. O salyayı denizin içinde  ama denize zarar vermeden eritebilecek bir bakteri ya da madde bulunabilir. Hiç bir yere taşımadan orada salyayı eritmek mümkün olabilir. İnsan vücudunda oluşan balgamı eriterek yok ediyoruz.

4)Bilinçli Bir Toplum: Bu tür çevre kirliliğinin nasıl oluştuğu ile ilgili kısa filmler çekilmeli ve kamu spotu şeklinde televizyonlardan gösterilmeli, okullarda izletilmelidir. Psikolojik diziler kadar toplumsal sorunların çözümüne el atan dizler yapılmalıdır. Her akşam televizyon ekranlarında boy boy aynı kişilerin (her işin uzmanı) havanda su dövme seanslarından bıktık, usandık. Başka şeyler konuşmaya başlamak İçin geç kaldık. Çevresel sorunlara ve deniz salyasına yönelik kısa filmler toplumun da çözüme katkısını sağlayacaktır. Yeraltı ve yerüstü suları gün geçtikçe yok oluyor ve dünyamız gittikçe çoraklaşıyor. Ama bir kişi bile tükettiği suyu tasarruf etmeye yanaşmıyor. Bizler, akarsu kenarında bile abdest alırken suyun israf edilmemesini öneren bir peygamberin ümmetiyiz, ama israf etmeye devam ediyoruz. Camilerde hutbelerde bu sorun mutlaka halkın anlayacağı bir dille anlatılmalıdır.

5)Tarım İlaçları Kutuları: Yıllardır her platformda yazıyorum ama sesimi kimseye duyuramıyorum. Tarımsal ilaç kutuları maalesef çevreye atılıyor ve oradan sulara karışıyor. Gediz Nehri yatak temizliği sırasında nehrin içinde ne kadar çok tarım ilacı kutusu atığı ile karşılaştığımı her fırsatta dile getiriyorum. Bu ilaç kutularının geri dönüşüm ile toplanması konusunda acilen bir proje üretilmelidir.

6)Deterjan Temizliyor mu? Hayatımızda o kadar çok çeşit deterjan var ki saymakla bitmiyor. Her birinin ayrı zararları var. Çevre ve su kirliliği bunların başında geliyor. İnsan vücudunda oluşturduğu alerji ve diğer hastalıklar bir başka sorun. Deterjan üreticileri her gün ayrı bir kimyasala varlıklarını sürdürmenin gayreti içindeler. Devamlı olarak denizlere akıtılan suyun içindeki deterjanı hiç bir arıtma sistemi ile arıtmak mümkün görünmüyor. O halde bu atığı nasıl azaltabiliriz?

7)Plastik Atıklar Büyük Sorun: Her yer plastik atıkları ile doldu. Ana yol kenarlarına bir bakın. Her taraf plastik su şişeleri ile dolu. Akarsu zeminleri ve çevresi plastik şişe ve poşetlerden geçilmiyor. Plastik torbaları para ile satarak sorun çözülemez. Büyük marketler satış yaparken bez ya da kağıt torba ile satış yapma konusunda görevlendirilmelidir. Vatandaştan poşet parası almak çözüm olmamalıdır. En ağır malzeme bile bez torba ile taşınabilir. Küçük ve hafif eşyalar kağıt, ağır ve büyük eşyalar bez ya da karton ambalajlarla satılmalıdır.

Bu önerileri uzatmak mümkün. Ben burada yedi öneri yazdım. Yediden yetmişe hepimiz sorunun bir parçasıyız ve çözümün de parçası olmalıyız. Sizlerin de önerilerini bekliyorum. Elimizi taşın altına koymalıyız. Geleceğe temiz ve güzel bir çevre mirası bırakmak İçin çaba harcamalıyız. Gündelik çözümler yerine kalıcı ve bilimsel çözümler sunmalıyız. Çevreyi kirleten kim olursa olsun gözünün yaşına bakmadan kanuni işlemler yapılmalıdır. Çevreyi ihmal edersek bir süre sonra kirlettiğimiz o çevre bizi imha edecektir. Sorunun değil çözümün parçası olmak İçin gayret edenleri selamların en güzeli ile selamlıyorum.

Dr. Muzaffer Yurttas /24. Dönem Manisa Milletvekili 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner42

Haber Sabah
Manset24 Haberleri
Haber Entel