Demokrasi hepimizin bildiği bir kavram. Bireylerin hak ve özgürlükleri ön plana çıkar. Herkesi eşit gören bir sistem. 

Bu yönüyle özgürlük anlamına gelmekle birlikte, bu özgürlüğün bir başkasının özgürlüğü ile sınırlı olması demektir. Demokratik ortamda her birey eşit olmakla birlikte, anne-babanın daha ön planda olduğu gerçeğini de göz ardı edemeyiz. Çünkü anne ve babalar ailede daima yönlendirici ve yetki sahibi olma görevlerinin bilincindedirler. Hatta disiplin kurallarını sadece ceza vermek esasına bağlamazlar. Düzenleyici, kontrol edici, düşünme ve kıyaslamayı gerektiren anlayışı yerleştirmeye çalışırlar. Böylece çocukların öz güvenleri gelişir ve kendi kararlarını verme konusunda beceri kazanırlar.

Elbette demokratik yaşam biçimi toplumun en küçük birimi olan aileden başlayarak kazanılmalıdır. Aile üyeleri arasında sevgi ve saygıya dayalı bir iletişim olmalıdır. Çocuklar ne babanın, ne de ananın; kadınlar da eşlerinin uzantısı olarak düşünülemez. Düşünülmemelidir. Herkes ayrıdır ve bireydir. Ailenin de bir parçasıdır.

Kurallara uygun bir yaşam biçimi sistemli olarak sınırları çizilmiş, kurallarla idame ettirmelidir. Aileyi ilgilendiren konularda her aile ferdinin ayrı ayrı fikirleri alınarak, ortak karar verilmesi esas alınmalıdır. 

Çocukların yapacakları ve yapmamaları gereken konular, açık ve net olmalıdır. Yaptığında nasıl ödüllendirileceği, yapmadığında nasıl cezalandırılacağı önceden bilinmelidir. Ancak bu veri, her olumlu davranışın da ödüllendirileceği anlamını taşımaz.

Demokratik ortamlar insanlara dinamizm verir. Üretkenlikler artar, kendine olan güveni yükselir, bulundukları ortama kolay uyum sağlar. Gerek aile dışı çevrede, gerekse iş çevrelerinde uyumlu olurlar.

Demokrasi kültürünü alan kişiler, saymakla bitmeyen haklarını korudukları gibi başkalarının da haklarına saygılı olmaya özen gösterirler. Ayrıca haklarını elde etmek için saldırgan davranışlar değil, uygun iletişim organlarını kullanmaya özen gösterirler. Kendilerini en iyi şekilde ifade etmeyi bilirler. 

Görev bilinçleri geliştiğinden; üzerine aldıkları görevleri hiç zorlanmadan yerine getirirler. Kısaca demokratik ortamlar bireylerin alt yapısına yerleşir. 

***

Biz burada aile derken, ilk okulda bize öğretilen dar kapsamlı aile tarifinden yola çıkmak için değil, daha çoğulcu, daha katılımcı aile yapılarından bahsederek; “ana, baba, çocuklardan oluşur” diye bize öğretilmeye çalışılan dar grupçu bir anlayıştan bahsederek değil. STK’lar, spor kulüpleri, siyasi partiler, hatta bir ülkenin tüm fertlerinden bahsetmeye çalışıyorum.

Örneğin Manisa ilimiz büyükşehir olduktan sonra Manisa’mızın tüm ilçeleri, mahalleleri artık büyükşehir statüsünde, büyükşehire bağlanmıştır.

Büyükşehir başkanı artık o şehirde baba görevi üstlenmiştir. İlçelerin fikirlerinin hepsinin aynı olmasını bekleyemez. Şayet öyle bir şey olursa zaten orada bir anormallik aranması gerekir.

Düşünceler ayrı olabilir ama müzakereler demokratik ortamlarda yapılarak, ortak kararlar alınır. Burada en büyük yapıcılık görevi, büyükşehir başkanına düşer. Seçimlere kadar farklı partilerden olmaları ve mahalli idari görüşleri farklı farklı olması elbette doğaldır.
 Ama seçim sonrasında farklı partilerin başkanlarına mobing uygulamak veya haklarını kısıtlamak anlayışı ile hareket etme hakkı, hiçbir demokrasi anlayışı ile bağdaşmaz. 

Bu tür davranışlar ve eleştiriler yapıcı olmaz, aksine yıkıcı olur. Ve kaybeden siyasi partiler veya o partilerin seçtiği temsilciler değil, tüm Manisa olur. Hatta Manisa’nın sadece bugünü değil, şehrimizin geleceği de bu işten zararlı çıkar.

***

5 ay önce seçim yapıldı ve bu kadarlık süreçte kavgasız, gürültüsüz bir büyükşehir meclisi izledik. Sevindik. Her şey Manisa’mız için dedik. Ancak bu sevincimiz AK Parti grubunun dünkü açıklaması ile kursağımızda kaldı.

Biliyorum ki AK Partili belediye başkanları, sabırlı olmalıyız, uyum içinde çalışmalıyız dediklerine yakından şahit oldum. Ancak aynı karşılığı göremediklerinden de bahsetmeden geçmiyorlardı.

Oysa büyükşehir başkanının partiler üstü bir politika izleyeceğine inancım tamdı. Manisa’mıza geçen dönem yaptığı hizmetler benimsenmiş ki bu seçimi de kazanmış oldu. Ancak şimdi sistem farklılaştı. Ve çok büyük bir ailenin başında babalık görevinde bulunuyor. Yapacağı bir bocalamanın, hepimize zarar vereceği yönündeki inancım tamdır. 

Temennimiz bu tür yaklaşımlardan soyutlanarak, çok somut projelerin hayata geçirilmesi adına, aile bireylerinin daha mutlu, daha müreffeh olduğu bir Manisa için el ele vererek, geleceği aydınlatmalarıdır. 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner42

Haber Sabah
Manset24 Haberleri
Haber Entel