Çok sesli toplum olmak, başı bozukluk anlamında algılanmamalı. Yıllardır ülkemizde düşünceyi yasaklayan ifade özgürlüğüne karşı duran yasaklayıcı, baskıcı, totaliter bir yapı oluşturmanın sancılarını çektik.

Yok yere insanlarımızı düşüncelerinden dolayı zindanlarda çürüttük, sürgüne gönderdik, idam ettik ya kendini astık ya da düşüncelerini mahkum ettik okumadık, okutmadık. Her darbe insanlarımızın binlerce kitap yakmasına neden oldu. Sebebi o kitap kendi yönetim şekillerine karşı olduğu için.  Bu günlerde herkes emperyalist diyor, Emperyalizm'e karşı çıkıyor, ama ben biliyorum ki 20yıl önce '' kahrolsun emperyalizm '' diyenler tutuklanıp işkencelerden geçiriliyordu.

Bazen kendi kendime sorardım bu söylemi söyleyenler tam tersini söyleseler, örneğin '' yaşasın emperyalizm '' deselerdi acaba ne olurdu? inanıyorum ki onlara da işkence yapılır tutuklanır ve anayasayı zorla değiştirmek suçundan yargılanırlardı... 

Türkiye böyle dönemlerden bugünlere geldi 12,Eylül ihtilali sonrasında 3 kişi yanyana yürüyemediğimiz günler vardı. Tamamıyla dış orjinli güçlerin oyunları oynanıyor ve ülkemiz zayıf bırakılıyordu. Her darbe sonrasında darbecilere hak veriyor onlar bir bildikleri var ondan darbe yapıyorlar diye düşünebiliyorduk. Oysa zemini kendileri hazırlıyor ondan sonra darbe yapıyorlardı. Ta ki 12 Eylül Darbesi'ne kadar. Sonrasında uyandık ama çok şeyleri kaybettik. Aslında kaybeden ne Ahmet ne Mehmet oldu kaybeden ülkemiz idi. Türkiye çok başlılığa hep evet dedi çünkü o çok başlılık huzuru, güveni, istikrarı ve kalkınmayı engelliyordu. Bu da onların yani işbirlikçilerin, Emperyalist ülke uşaklarının piyonları tarafında ülkemize atılan en büyük kazık oldu...

Şimdi ülkemiz bu olumsuzlukların sonlandırılması adına önemli bir fırsatın eşiğine geldi. Bu fırsat kaçarsa bir daha gelir mi bilmiyorum. Beni tanıyanlar iyi bilirler 25 yıldır bu ülkenin Başkanlık sistemine geçmesi gerektiğini ve çok başlılık yerine çok sesli bir ülke olması adına hep başkanlık sistemini savundum. Çünkü biliyorum ki istikrarlı yönetimleri halk seçer. Ahbap çavuş ilişkileri ile hükümetler kurulmamalı, halkın özgür iradesi yönetimlere yansımalı ve denetleyen kuvvetler ayrılığı olmalı. Cumhuriyeti kurmuşuz ama içini demokrasi ile taçlandıramamışız. İşte fırsat bizim elimize geçti. İyi kullanmalıyız, oturup iyi düşünmeliyiz. Sonuçları iyi değerlendirip yorumlarımızı yapmalı ve sandığa mutlaka gitmeliyiz. Sonra söylenecek eyvahlar hiç bir şeyi geri getiremiyecektir. Tüm olumsuzluklara rağmen ben 15 yıldır bu ülkede keşke kolum kırılsaydı da bunlara oy vermeseydim diyen hiç bir kişiye bile rastlamadım ama 15 yıl öncesini bilenler çok iyi biliyorlar. Artık keşkeleri, eyvahları konuşmamak için çok iyi düşünmeli ve ona göre hareket etmeliyiz diye düşünüyorum.  Unutmayalım ki ‘’sistemden beslenenler sistemi değiştirmezler.’’

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner42

Haber Sabah
Manset24 Haberleri
Haber Entel