Başkan Zeyrek, Akhisar Pazaryeri esnafını ziyaret etti
Polonya Eğitim Bakanı’na Salihli’nin yöresel ürünleri takdim edildi
Biri BAL’da kalmak diğeri yükselmek için karşılaşacak
Başkan Durbay engelleri aşan gençlerle buluştu
Enderun Usulü Teravih Namazı Buluşmalarına Davet!
Arınç Emniyet Müdürü Aktaş'ı Ziyaret Etti
Emniyet Müdürü Aktaş Dur Durak Bilmiyor
AZERBAYCAN SEÇİMLERİ
Kasırga “Kalemi Kılıçtan Keskin Yürekli Gazetecilere ve Onların İdolü Uğur Mumcu’ya Bin Kere Selam Olsun”
Gelecek Partisi Manisa Kadın Kolları İl Başkanlığı’na Deniz Barlas Atandı
ÖZKAN, AK PARTİ’NİN 19. KURULUŞ YILINI KUTLADI
AK PARTİ’Lİ ÖZKAN’DAN “1 MAYIS” MESAJI “EMEKÇİ KARDEŞLERİMİZİN YAŞAM ŞARTLARININ İYİLEŞTİRİLMESİ TEMEL HEDEFİMİZ”
Manisa’dan jandarmadan uyuşturucuya darbe
Bin 500 dolar karşılığında Yunanistan’a kaçıracaklardı
İkinci el araç alım satım dolandırıcılarına eş zamanlı operasyon
Gezi olaylarından buyana yaşatılan süreç ne yazık ki ülkemizden çok şeyleri beraberinde götürdü.
Sözde demokratik haklar adı altında eylem yapma özgürlüğünü kullanmanın, yakıp yıkan, korku salan, anarşi ve terör estiren bir yapının destekçisi olmak nasıl bir demokrasi anlayışı ile bağdaştığını sorgulamamız gerekmez mi?
Bu tür eylemleri yapanların ne adına yaptıklarını masaya yatırmamız gerekmiyor mu? Bu ülkeye, bu kadar düşman olmak niye? Sokak terörü demokrasi olur mu? Hele bu eylemlerin gösteri değil, yıkıp yakma, zarar verme ve ülkenin bölünmesi adına yapılıyor olması demokrasi ile nasıl izah edilebilir?
Peki ya bu eylemleri yapanlara destek verenlere ne demeli? İş çevreleri ve Türkiye’de yıllardır başa çıkılamayan Oligarşik bir sermayenin var oluşu bizleri derinden yaralıyor. Yaralıyor çünkü bu sermaye ile Cumhuriyet tarihimizde savaşmayı göze alan iktidar hiç olmadı. Günümüzde bu mücadelenin iktidar kanalından veriliyor olması bizi sevindiriyor. Ancak bu kolay bir süreç olmayacak.
Ülkeyi sözde kurtaracağım diye Batı hayranlığı ile adına bile “jön” diyen bir zihniyet, nasıl bir kurtarıcı olabilir. İsmi bile Türk olmayan jönler, İttihat ve Terakki denen zihniyet ile birleşerek, bu ülkeye bu kadar zarar verme gücünü sizce nereden alıyor?
Zihniyet çok kan döktü. Baskınlar, çatışmalar ve sonunda ihtilaller. Hep bunların icraatı olmuştur. Sandık onlar için yoktur. Halk diye bir kavramdan bi haberdirler. Seçimle gelemeyeceklerini anladıklarında anarşi ve terör estirirler. Sandıkla değil, sokakla iktidar olmayı denerler.
Hele hele anarşi ve terör estirerek, bunları destekleyen demokrasimizin vazgeçilmez unsurlarından olan siyasi partilerimizden bazıları olursa işte o zaman tüylerimiz diken diken olur. Ve işlerimizin ne kadar zor olduğu kanısı daha hakim bir kanaat olarak öne çıkmaz mı?
Demokrasi ve insan haklarını haykırarak adında da halk ibaresini ön plana koyarak teröre ve anarşiye destek verircesine Gezi Olaylarını görmezden gelmesi, hatta destek vermesi sizi düşündürmüyor mu?
Bir genel başkan terörü özgürlüklerle karıştırırsa, bu genel başkan lider olabilir mi? İşimiz çok zor. Ama başarılması gerekir. Yola çıkıldı, bu iş artık bitirilecek. Bedeli
her ne olursa olsun.
Ben herkesin Yalova ve Ağrı seçimlerini mercek altına alması gerektiği inancını taşıyorum. Muhalefet partilerinden bir lider sokakta aranmaması gerektiğini ve bu işin sandıkta çözülmesi inancını vurgulayarak, kamuoyu ile paylaşmasını ve AK Parti iktidarının seçim sandığı yolu ile sona erdirilmesi gerektiğini CHP’nin iktidar olmasını vurgulayarak, kendi partisini feda etmeyi göze almayı nasıl karşılarsınız? 30 Mart seçimleri Yalova’da MHP oyları % 5.41. Şimdi CHP adayının kazandığı seçimde % 1. Yüzde 4.41 nerede şimdi? Hele hele Ağrı. Sırrı Sakık’ın kazandığı seçimde binde üçe düşen MHP oyları 30 Mart seçimlerinde yüzde 1. Ben yorum yapmakta zorlanıyorum. Kamuoyunun takdirine bırakıyorum.
Manisa’mızın yerel seçim sonuçlarına ben değinmeyeceğim. Çünkü bu seçimde de 2009’da kronikleşen hareketlerin egemenliğinin yansıdığını görüyoruz. Bunu da iki siyasi partinin çok iyi analiz etmesi gerekir. Ve tedbirlerini almaları konusunda duyarlı olmalarını öneririm. Benden söylemesi. Çarşamba’nın gelişi Perşembe’den belli oluyor.
Gezi olaylarından buyana yaşatılan süreç ne yazık ki ülkemizden çok şeyleri beraberinde götürdü.
Sözde demokratik haklar adı altında eylem yapma özgürlüğünü kullanmanın, yakıp yıkan, korku salan, anarşi ve terör estiren bir yapının destekçisi olmak nasıl bir demokrasi anlayışı ile bağdaştığını sorgulamamız gerekmez mi?
Bu tür eylemleri yapanların ne adına yaptıklarını masaya yatırmamız gerekmiyor mu? Bu ülkeye, bu kadar düşman olmak niye? Sokak terörü demokrasi olur mu? Hele bu eylemlerin gösteri değil, yıkıp yakma, zarar verme ve ülkenin bölünmesi adına yapılıyor olması demokrasi ile nasıl izah edilebilir?
Peki ya bu eylemleri yapanlara destek verenlere ne demeli? İş çevreleri ve Türkiye’de yıllardır başa çıkılamayan Oligarşik bir sermayenin var oluşu bizleri derinden yaralıyor. Yaralıyor çünkü bu sermaye ile Cumhuriyet tarihimizde savaşmayı göze alan iktidar hiç olmadı. Günümüzde bu mücadelenin iktidar kanalından veriliyor olması bizi sevindiriyor. Ancak bu kolay bir süreç olmayacak.
Ülkeyi sözde kurtaracağım diye Batı hayranlığı ile adına bile “jön” diyen bir zihniyet, nasıl bir kurtarıcı olabilir. İsmi bile Türk olmayan jönler, İttihat ve Terakki denen zihniyet ile birleşerek, bu ülkeye bu kadar zarar verme gücünü sizce nereden alıyor?
Zihniyet çok kan döktü. Baskınlar, çatışmalar ve sonunda ihtilaller. Hep bunların icraatı olmuştur. Sandık onlar için yoktur. Halk diye bir kavramdan bi haberdirler. Seçimle gelemeyeceklerini anladıklarında anarşi ve terör estirirler. Sandıkla değil, sokakla iktidar olmayı denerler.
Hele hele anarşi ve terör estirerek, bunları destekleyen demokrasimizin vazgeçilmez unsurlarından olan siyasi partilerimizden bazıları olursa işte o zaman tüylerimiz diken diken olur. Ve işlerimizin ne kadar zor olduğu kanısı daha hakim bir kanaat olarak öne çıkmaz mı?
Demokrasi ve insan haklarını haykırarak adında da halk ibaresini ön plana koyarak teröre ve anarşiye destek verircesine Gezi Olaylarını görmezden gelmesi, hatta destek vermesi sizi düşündürmüyor mu?
Bir genel başkan terörü özgürlüklerle karıştırırsa, bu genel başkan lider olabilir mi? İşimiz çok zor. Ama başarılması gerekir. Yola çıkıldı, bu iş artık bitirilecek. Bedeli
her ne olursa olsun.
Ben herkesin Yalova ve Ağrı seçimlerini mercek altına alması gerektiği inancını taşıyorum. Muhalefet partilerinden bir lider sokakta aranmaması gerektiğini ve bu işin sandıkta çözülmesi inancını vurgulayarak, kamuoyu ile paylaşmasını ve AK Parti iktidarının seçim sandığı yolu ile sona erdirilmesi gerektiğini CHP’nin iktidar olmasını vurgulayarak, kendi partisini feda etmeyi göze almayı nasıl karşılarsınız? 30 Mart seçimleri Yalova’da MHP oyları % 5.41. Şimdi CHP adayının kazandığı seçimde % 1. Yüzde 4.41 nerede şimdi? Hele hele Ağrı. Sırrı Sakık’ın kazandığı seçimde binde üçe düşen MHP oyları 30 Mart seçimlerinde yüzde 1. Ben yorum yapmakta zorlanıyorum. Kamuoyunun takdirine bırakıyorum.
Manisa’mızın yerel seçim sonuçlarına ben değinmeyeceğim. Çünkü bu seçimde de 2009’da kronikleşen hareketlerin egemenliğinin yansıdığını görüyoruz. Bunu da iki siyasi partinin çok iyi analiz etmesi gerekir. Ve tedbirlerini almaları konusunda duyarlı olmalarını öneririm. Benden söylemesi. Çarşamba’nın gelişi Perşembe’den belli oluyor.
