Ülkemizde farklı algılansa da siyaset; fikirlerin kamuoyu yararına nasıl hayata geçirilebileceği üzerine kafa yorma ve bu fikirleri uygulama sanatıdır. Ne var ki bizde siyaset, maalesef bambaşka mecralara taşınmış durumdadır.
Bugün muhalefet partileri, iktidarın yaptığı her şeyi eleştirmeyi, kötülemeyi adeta bir görev edinmiş gibidir. Doğru yapılanı dahi kabul etmeyen, her şeye “hayır” demeyi siyaset sanan bir anlayış hâkimdir. Daha da ilginci, bu tutumun kendilerini iktidara taşıyacağına inanıyor olmalarıdır. Doğruya da yanlış, yanlışa da yanlış deme alışkanlığıyla nereye varılabilir?
Öte yandan iktidarın da doğru işler yapsa bile muhalefeti eleştirmekten vazgeçmemesi düşündürücüdür. Ortak akıl oluşturamıyoruz. Dünyada bizim gibi başka bir ülke var mıdır, doğrusu sanmıyorum.
Normal şartlarda siyasi partiler projelerini ortaya koyar, ne yapacaklarını anlatır ve halktan oy ister. Projeleri beğenilirse oy alırlar, beğenilmezse alamazlar. Bizde durum böyle mi? Elbette hayır. Birbirimizi kötülemekten başka yaptığımız neredeyse hiçbir şey yok.
Bu nedenle hep şunu söylüyorum: Artık oturmuş bir yanlış sistem var. Ve bu sistemin içinde yer alan siyasi partiler bulunuyor. Farklıymış gibi görünseler de aslında birbirlerinden çok da farklı değiller. Hepsi sistemin bir parçası; isimleri farklı ama zihniyetleri aynı.
İki yıl önce yapılan yerel yönetimler seçimlerinde birçok ilde iktidar değişti. Peki ne değişti? Bana göre hiçbir şey. Bu yüzden yeniden yapılanmaya ve gerçek anlamda tam demokrasiye acil ihtiyacımız var. Bunlar olmazsa olmazdır.
Bunu görebilen, gerçek anlamda demokratikleşme arzusunu iliklerine kadar hisseden siyasi partilere ihtiyaç vardır. Böyle bir partinin kitlelerle kucaklaşması sanıldığı kadar zor olmayacaktır. Çünkü kitleler bunu arzulamaktadır.
Ancak bu arzu, talep olmadığı için değil; sistemin yerleşmiş yapısından kendini soyutlayamayan kitlelerin varlığı nedeniyle karşılık bulamamaktadır. Bu yüzden bir arpa boyu yol alamıyoruz.




