21. Yüzyılda insanlığın en ciddi endişelerinden biri hiç şüphesiz çocukların ve gençlerin giderek Vandalizm’e, şiddete, suça daha fazla eğilim göstermelidir. Nüfusun yaklaşık yarısı çocuk ve gençlerden oluşan Türkiye ne yazık ki çocuk suçlarında ki artış hızı yönünden ilk sıralarda yer almaktadır.

Ülkemizde son zamanlarda tanık olduğumuz sıra dışı olaylar; özellikle vahşice işlenen aile içi katliamlar tesadüf değildir. Yaşadığımız toplumsal değişmeler, geniş aileden çekirdek aileye hızlı geçiş, küresel sürecin olumsuz etkileri göç, ekonomik sorunlar, eğitimdeki yetersizlik, suç olgusunun mutlaka değişik faktörleridir. Ancak tüm bunların ötesinde önemli bir gerçeğin doğru bilinmesine ihtiyaç var; şiddet şiddeti doğuruyor.

Çocuklarda şiddet, saldırganlık ve suç eğilimlerinin artmasının bütün toplumun geleceğini; ekonomiyi, eğitimi, siyaseti , sosyal barışı, hukuk düzenini, can ve mal güvenliğini tehdit edeceği bir gerçektir. Bu yönde riskli ülke olduğumuzu gösteren faktörleri göz önünde bulundurmamız lazım.

- Çocuklarından endişe ve şüphe duyarak yaşayan ailelerin her geçen gün çoğalması.
- Aile içi şiddetin hızla artması.
- Eğitim ortamlarında artan şiddet, disiplin ve suç olayları.
- Çocuklarda ve gençlerde artan silah taşıma merakı, uyuşturucuya yönelme.
- Çetecilik ve mafya eğilimlerinin artması doğal hale gelmesi.
- İntihar girişimlerinde yılda % 400 artışlar, şeklinde sıralayabiliriz.

Önemli olan, şiddeti, suçu; ailede, okulda ve sosyal çevrede oluşmadan önlemektir. Bu sebepledir ki şiddetin azaltılması ve suçun önlenmesi için her kesime özellikle anne babalara, eğitimcilere bilim adamlarına bürokratlara, siyasilere, yerel yönetimlere, iş adamlarına önemli görevler düşmektedir. Şiddetle, suçla mücadelede artık etkin ve sıra dışı önlemlerin yürürlüğe konmasının vakti gelmiştir. Bu yolda herkes gerekli sorumluluğu duyarlılığı göstermeli, sektörler arası işbirliği mutlaka sağlanmalıdır. Çünkü çocuklar ortak paydalarımızdır. Bu ortak payda bizi öncelikle aile kurumuna önem vermeye, bu boyutta ciddi çözümler üretmeye sürüklemektedir.

Ebeveynler olarak, yeni nesillere iyi bir dünya yaratabilme yolunun "çocuklarımızı akranları ile birlikte kucaklamaktan" geçtiğini her geçen gün daha iyi fark ediyorum.

Görünen odur ki; saçımızı süpürge etmek, sıradan zaruri ihtiyaçlarımızı erteleyip kendimizi çocuklarımızın rahatına adamak, onlara yaşayabilecekleri güvenli ve sağlıklı bir gelecek hazırlamak için yetmeyecektir. Artık tüm zamanlardakinden daha fazla bir duyarlılıkla "çocuklarımız için daha ne yapabiliriz" diyebilmeliyiz.

Herkesin; Bana düşen nedir? sorusunu sormaya başladığı an , çocuk ve gençlere ait en içten çıkılmaz görünen sorunların bir bir çözüme kavuştuğunu göreceğiz. Bu gerçeği yitirmemiz için en azından şimdilik ciddi bir sebep yoktur. Böyle bir çalışmanın şiddet sorununa kısa, orta ve uzun vadede çözümüne önemli bir katkı vereceğine, ortaya konan çözüm modelinin, eğitim sistemimizde bir dönüm noktası oluşturacağına içtenlikle inanıyoruz. Bu konuda önemli çalışmalar sürdüren fakat bir türlü çalışmalarına yeterli desteği görmeyen Hayat Boyu Eğitim Gelişim Derneğine (HEGEM) çalışmalarından ötürü teşekkürü bir borç biliyorum ve bu derneğimize gereken desteğin sağlanmasına gereken ehemmiyetin verilmesi geleceğimiz açısından büyük önem arz ettiğini belirtmek istiyorum.
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner42

Haber Sabah
Manset24 Haberleri
Haber Entel