Siyasiler her söylemin başında ‘Demokratik teamüller gereği’ diye başladıkları ve savundukları görüşlerini demokrasinin üzerinde bina etmeleri demokrasi sözcüğünün saygınlığından olsa gerek hep bu sözcük kullanılır ama siyasi görüşler ne olursa olsun herkes demokrasi der. Allah aşkına bu kadar telaffuz edilen bir kelime kulağa hoş geldiği için mi kullanılır? Evet, kulağa çok hoş gelen bir kelime Demokrasi, kimi ‘halk demokrasisi’ diyor (sosyalistler) kimi ‘milli demokrasi’.Üçüncü Dünya Ülkeleri ve ‘otoriter demokrasi’ diyen Faşistler…Şimdi bunlar demokrasi ise ben bu demokrasiden almayayım.Onların olsun..

Benim bildiğim çağdaş demokrasi yani benim çok sevdiğim bir tanımlama ile ‘Özgürlüklerin Kurumsallaşması’ yani tam demokrasi. Özgürlüklerin kurumsallaşmasının önemini ne yazık ki bir türlü kavrayamadık kavramamakta da direniyoruz.

17.yy’da temelleri atılan demokratikleşme hareketleri temeli insan hak ve özgürlükleri, kuvvetler ayrılığı, halk egemenliği gibi demokrasinin temel prensipleri ne yazık ki hala tartışılıyor ve yetmiyormuş gibi kavram kargaşasına boğulup gidiyor. Sık, sık yazıyoruz ve 17.yy da doğan özgürlükçü anayasacılık dönemine yol açan anlayıştan hareketle bu güzel ülkemin hak ettiği demokratik açılımları yapalım diye hukuk devletini inşa etmemiz gereği üzerinde durmamız gerekliliği konusunda ne yazık ki gereken hassasiyeti oluşturamıyoruz. İnsan haklarını güvenceye hala alamadık …

Devletin kontrol yapısını bitiremedik, devletçilik bir türlü bitmiyor.Oysa devleti küçük,güçlü,fonksiyonel,çevik bir yapıya ulaştıramadık.1982 Anayasası,siyasi partiler yasası,seçim yasaları hala demokratikleştirilemedi.Parti içi demokrasi Allah hak getire nereye kadar gidecek bu vurdum duymazlık.Tüm siyasi partiler bu konuda ne yazık ki samimiyetsiz davranıyor,olan da ülkemize oluyor. Geleceğimize oluyor. Yarınlarımızdan endişe etme olgusu çoğalıyor.Özgürlükler yok olup gidiyor.Parlamentoda hala soğan,sarımsak kavgaları yapıla dursun zaman hiçte lehimize çalışmıyor.Ekonomik anlamda güçlü olabilirsiniz ama siz bunu demokrasimizle atbaşı götüremezsiniz,tökezlersiniz kalkınmış ülke olamazsınız.Özgürlüklerden neden korkuyoruz neden siyasi partiler tabanlarını yok sayıyor bunun yansımaları hiçte iç açıcı olmayacaktır.Hep birlikte yaşayıp göreceğiz.Dünyanın en değerli varlığı insandır.İyi ve kötü yönleriyle en değerli varlıktır.

Osmanlı’dan ders alamadık. Osmanlı bütün dünyanın sığındığı toplum olmuştu. Bu 14.yy’dan başlayarak böyle idi. Baskılardan kaçanlar Osmanlı’ya sığınırdı ve Osmanlı hayranlığı coğrafyamızda egemendi,biz hariç tabi ki.

Bence önümüzdeki genel seçimler de siyasi partilerin demokratikleşme adına neleri yapacakları konusunda projelerini hazırlayıp halkın huzuruna çıkmalıdırlar. Artık bu antidemokratik yasaların konuşulmadığı bir Türkiye istiyoruz. Halkımız bunu istiyor. Çocuklarımız, gençlerimiz bunları talep ediyor.Demokrasi ve özgürlükler birilerinin iki dudağı arasında değil halkın egemenliğinde olmalıdır.Devleti yöneten hizmet adamları hizmetlerini eksiksiz yapmalıdır.Halkın tepesinde demokrasinin kılıcı gibi durmamalıdır.

İktidarı ile muhalefeti ile bu konular enine boyuna tartışılmalı ve gerekirse kuvvetler ayrılığı prensibinin hayat bulması adına Başkanlık Sistemi ivedilikle masaya yatırılıp tartışılmalıdır.Tartışılmayan hiçbir proje başarıya ulaşamaz.Türkiye layık olduğu yere gelmelidir.

Tam demokrasi ile kucaklaşmak zorundayız.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner42

Haber Sabah
Manset24 Haberleri
Haber Entel