Nasıl Bir Devlet?

16 Aralık 2015, 19:40

Birey hak ve özgürlüklerini tam anlamıyla teminat altına alan, ifade, din ve girişim özgürlüklerinin vazgeçilmez olduğu, toplum iradesinin kayıtsız şartsız egemen olduğu, devletin gerek ekonomik, gerek sosyal, gerekse kültürel yaşama müdahalesinin asgari düzeyde olduğu, çağdaş, demokratik hukuk devletinin tesisini başlıca görevi olarak görebilen bir devlet anlayışı ile hareketle, Devletin, küçük, çevik, fonksiyonel ve de güçlü olduğu bir yapıda olması gerekmektedir.

Toplum düzenini, adaleti, iç ve dış güvenliği sağlamak çevre ve tüketici hakları gibi, bireyin düzenlemesi zor olan alanları sahiplenmekle yükümlü olan bir devlet yapısı oluşmalıdır.

Devlet icra makamı olmamalı devlet yönetmelidir.
Sosyal ve ekonomik kurumlar devletten soyutlanmalı ve ayrılan bu kurumlar bireyin, halkın yaratıcı gücü ile yeniden şekillenmeli ve gelişmelidir.

Milletvekilleri bulunduğu ilin sosyal ve ekonomik kurum müdürleri ve yönetimi ile zaman kaybetmemeli ve de siyaseti bu kurumlardan derhal arındırılmalıdır.
Böylelikle hantal devlet yapısından bir an önce kurtulmalıdır. Etkin ve dinamik bir yapı ancak bu şekilde yakalanabilecek ve devlet küçülecektir.

Özgürlüklerin var olduğu demokratik bir sistemde, devlet ekonomide rekabete dayalı ortamın oluşması ve gelişmesi gereğine inanmalı ve de böylelikle kaynak dağılımı, yatırımlar ve üretimin optimum esaslarda gerçekleşmesi sağlanmalıdır.

Devlet öncelikle demokratik kurallar gereği din ve vicdan hürriyetlerini ve laikliği birbirini tamamlayan unsurlar olarak görmelidir.

Siyasetin önce insan, sonra toplum, sonra da tüm insanlık alemine hizmet için yapılması gerektiği, amaç toplumsal ve küresel refah ve mutluluk ise, aracın mutlaka birey olduğuna, bireysel refah ve mutluluğun öncelikle insan haklarına saygılı toplumsal düzenden geçtiğine inanmak zorundayız.

Bu güne kadar uygulanan çok partili parlamenter sistemin , toplumumuz ve insanımız için Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ile amaçlanan sonuçları vermemiş olmasının temelinde, yürürlüğe konan hiç bir anayasanın, Demokratik hukuk devletinin vazgeçilmez koşulu olan kuvvetler ayrılığı ilkesini benimsememiş olduğu gerçeği yatmaktadır.

Yapılacak sistem değişikliğinde Yargı, yürütme ve yasama olarak ifade edilen bu üç güç, Demokratik hukuk devletinin birbirinden bağımsız ancak yargı ağırlıklı olarak, birbiri ile koordineli biçimde çalışırlar.

Oysa ülkemizde bu üç güce, hiç kuşkusuz Yasama “parlamento” olagelmiştir.
Günümüzde tartışılan Başkanlık sistemi daha çok tartışılmalı ve hangi modelin ülkemize uyarlanacağı konusunda mutlaka karar verilmelidir Türk tipi bir başkanlık sistemi ucu açık olduğu için kabullenilmesi kolay olmayacağına göre hazır denenmiş ve büyük başarılara imza atmış ABD modeli Başkanlık sistemi bizde hayat bulabilecek en demokratik sistemdir, diye düşünüyorum. Yargı ve yürütme topluma doğrudan sorumlu olmalıdır. Dolayısıyla, bu iki gücü toplum adına kullanan organlar, toplumsal iradenin ürünü olmak yani, toplum tarafından mutabakatla belirlenmek zorundadırlar.

Yasama doğal olarak toplum bütününü oluşturan karşıt demokratik grupların çıkar iradelerine dayanarak seçtikleri vekillerden değil temsilcilerden oluşur. Bu nedenle de parlamento bir toplumsal mutabakatın ürünü değildir. Yasama organının “parlamento” üyeleri millet bütününe değil mensup oldukları siyasi partilere oy vermiş olan vatandaşlara karşı sorumludurlar.

Yasama organının bu nedenle Temsilciler meclisi, bu organın üyeleri ise temsilci olarak anılmasında yarar var diye düşünüyorum.

Türkiye Parlamenter sistemde başarılı olamadı, olması da mümkün gözükmüyor. O nedenle ivedilikle Başkanlık sisteminin enine boyuna tartışılarak bu sisteme geçmenin yolları aranmalıdır.

Yorum Gönder 0
Facebook Yorumları 0

Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.