Tatili fırsat bilen Manisalılar Kentpark’a akın etti
Eğitim-Bir-Sen’den öğretmenlere yapılan saldırılara tepki
Manisa’da jandarma suçlulara göz açtırmıyor
Üzüm bağlarında salkım salkım mücadele
Enderun Usulü Teravih Namazı Buluşmalarına Davet!
Arınç Emniyet Müdürü Aktaş'ı Ziyaret Etti
Emniyet Müdürü Aktaş Dur Durak Bilmiyor
AZERBAYCAN SEÇİMLERİ
Kasırga “Kalemi Kılıçtan Keskin Yürekli Gazetecilere ve Onların İdolü Uğur Mumcu’ya Bin Kere Selam Olsun”
Gelecek Partisi Manisa Kadın Kolları İl Başkanlığı’na Deniz Barlas Atandı
ÖZKAN, AK PARTİ’NİN 19. KURULUŞ YILINI KUTLADI
AK PARTİ’Lİ ÖZKAN’DAN “1 MAYIS” MESAJI “EMEKÇİ KARDEŞLERİMİZİN YAŞAM ŞARTLARININ İYİLEŞTİRİLMESİ TEMEL HEDEFİMİZ”
Birlikte yaşadığı kadını öldürüp kuyuya attı
Otomobilin kaportasından uyuşturucu çıktı
Manisa’da kayalıklardan düşen şahıs hayatını kaybetti
Yoldan çıkıp fabrikanın bahçesine uçtu: 2 yaralı
MOLOTOF DEMOKRASİSİ
Demokrasi özgürlükler üzerine en çok kavram kargaşası yaşanan ideoloji.
Karmaşanın temel nedeni demokrasi sözcüğünün sihrinden kaynaklanıyor. Tüm dünyada saygınlığı olan bir sözcük. Siyasiler savundukları görüşleri, demokrasi sözcüğü üzerine bina ediyorlar. Hal böyle olunca kavram karmaşası kaçınılmaz bir sonuç olarak çıkıyor karşımıza.
Bu siyasi görüşler aslında her ne olursa olsun! Sonuç hep aynı oluyor.
Örneğin, kendi modellerine veya rejimlerine sosyalist devletler halk demokrasisi, üçüncü dünya ülkeleri milli demokrasi, faşist yönetimler otoriter demokrasi gibi adlar vermişler.
Oysa çağdaş demokrasi, yani özgürlüklerin kurumsallaşması her şeyden önce üzerinde durulması gereken bir kavramdır.
Özgürlüklerin kurumsallaşması: 1995 Helsinki Nihai Senedi ile 1990 Paris Şartı’nda ifade bularak tesis edilmiştir.
ABD çağdaş demokrasinin öncü modeli olarak kuruldu. Bu gelişme bir sonraki yüzyılda Avrupa’nın da özgürlükçü Anayasacılık Dönemi’ni yaşamasına yol açtı.
Klasik Batı demokrasisi kanun karşısında eşitlik, hukuk devleti, temel insan hak ve özgürlükleri, ekonomide serbestlik, kuvvetler ayrılığı, parlementerizm ilkeleriyle bu dönemde yeniden oluşturuldu.
Dolayısıyla çağdaş demokrasi ile yaşama geçiş başladı.
***
Hukuk devleti ilkesini kabul etmeyen bir sistem çağdaş demokrasi olarak nitelendirilemez. Hukuk devleti ilkesini, demokratik ülkelerin olmazsa olmazı olduğunu unutmamamız gerekir.
Demokrasi başı bozukluk değildir. Demokratik hukuk devletinde, demokrasinin alanı çok geniştir. Ancak bu alanın dışına çıktığımız zaman yaptırımları çok ağırdır ve olmalıdır.
Yapanın yanında kar kalması hukuk devletini zedeler. Klasikleşmiş bir söylem ama olması gereken şudur; “Benim özgürlüğümü engellediğin an, senin özgürlüğün biter”
Şimdi şu doğrulara dikkat çekmek istiyorum;
1-Dünyanın hiçbir demokrasisinde kamu malına zarar verme özgürlüğü yoktur.
2-Hiçbir demokraside taş atma özgürlüğü yoktur.
3 -Hiçbir demokraside mağaza camlarını, kapılarını kırma ve yağmalama özgürlüğü yoktur.
4-Hiçbir yerde güvenlik güçlerinin araçlarını taşlamak, yakmak gibi bir özgürlük yoktur.
5-Hiçbir demokraside bankamatikleri kırıp paraları içinden alıp kaçma özgürlüğü yoktur.
-Sen, “Demokratik hak talep ediyorum” diyeceksin ve bu hakkı talep ederken yukarıda saydığım dünyanın hiçbir demokrasilerinde olmayan özgürlükleri mi kullanacaksın?
-Sen hak mı talep ediyorsun? Yoksa eşkıyalık mı yapıyorsun?
-Hak talep etmekle bankamatik soymanın ne ilgisi olabilir?
-Molotof kokteyli ile korku, dehşet salacaksın ve hak arıyorum diyeceksin… Üstelik maske takarak. Kimsin sen?
-Allah aşkına o yüzündeki maskeyi takanların maskesi düşmeli ki senin maskenin de kim tarafından takıldığı ortaya çıksın.
-Sen piyonsun, kullanılıyorsun. Tv kanallarında istediğin gibi taleplerini sıralıyorsun, çok şükür bu günlere gelebildik aykırı da konuşsan sana kimse bir şey demiyor.
-Derdin ne senin?
-Ülkeyi karmaşaya sürüklemek mi?
-Geçmişte dedelerinin yaptığı gibi Emperyalist dediğin güçlerin işbirlikçiliğine mi soyunuyorsun?
-Yok öyle şey. Nerde görülmüş böyle bir hak arayışı?
-Nerde var böyle özgürlük?
***
Biliyorum. Sen bu asil milleti sokağa dökmeye çalışıyorsun. Ama bu millet senin gibi eşkıya değil, senin o pis oyununa gelmez. Boşuna uğraşma. Ve sonunda avucunu yalayacaksın. Çünkü senin hakkından gelecek olan demokratik hukuk devletidir.
Zafer demokrasinin ve hukukun olacaktır. Molotof kokteylli, sözde demokratların değil. Her sabah soda limon ile kahvaltı yaparak kalkıyorsun ve hayata başlıyorsun. Üretmeyen, yakan, yıkan bir hayatın sonu olmadığını bilmiyorsun ama öğreneceksin.
Kardeşliği, dostluğu, demokrasiyi ve özgürlüğü öğreneceksin.
Ve bu çerçevede hak talep edeceksin.
Şimdi senin attığın molotof kokteyli ile özgürlük isteyen siyasi partiler olacak. Ama bu isteğin karşılığını sandığın dibine gömülerek ödeyecekler. Dahası onlar kendilerini bekleyen bu hazin sondan habersizler. Onların bi çare çırpınışları ve istemelerine devam etmelerini de ibretle izliyorum.
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
