Manisa’da Filistin’e Destek Platformu öncülüğünde düzenlenen “Filistinli Çocuklar İçin Çiz” etkinliğiyle Gazze’de yaşanan insanlık dramına dikkat çekildi. Fatih Sergi Salonu’nda gerçekleştirilen programda çocuklar, resimlerle Filistinli yaşıtlarının yaşadıklarını ve hayallerini kâğıda döktü.
Etkinliğe Filistin’e Destek Platformu Manisa Temsilcisi Muzaffer Yurttaş, Manisa Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, Yetim Vakfı, Diyanet Vakfı gönüllüleri destek verirken; Akhisar, Turgutlu ve Saruhanlı’dan gelen çocuklar da çizimleriyle programa katıldı. Çizim yapan çocuklara katılım ve teşekkür belgeleri verildi. Programda ney dinletisi, Kur’an-ı Kerim tilaveti, dualar, şiirler ve marşlar da yer aldı.
Çocukların yaptığı resimler rulolar halinde İstanbul’a gönderilecek. 81 ilden gelen rulolar birleştirilerek büyük bir zincir oluşturulacak.
“ÇOCUKLAR ÖZGÜRCE YAŞASIN, SAVAŞLAR SONA ERSİN”
Etkinliğe katılan çocuklardan Ayşenur Sütçü, yaptığı açıklamada, “Çocukların özgürce yaşaması için artık savaşların sona ermesi gerekiyor” dedi.
“GAZZE’DE KADIN VE ÇOCUKLAR SOYKIRIMIN HEDEFİ”
Yetim Vakfı Manisa Temsilcisi Eczacı Mehmet Resul Çat, Gazze’de yaşanan soykırımın en ağır bedelini kadın ve çocukların ödediğine dikkat çekti. Çat, şu ifadeleri kullandı:
“7 Ekim itibarıyla Gazze’ye yönelik soykırımın ikinci yılını geride bırakıyoruz. Gazze halkının en az yüzde 3’ü bugün artık yaşamıyor ve bunun yüzde 70’den fazlasını kadınlar ve çocuklar oluşturuyor. 180 bini aşkın kişi ise soykırıma varan saldırılar nedeniyle uzuv kayıpları ve ağır yaralanmalarla yaşamak zorunda. Ahlaksız bombardımanlarla yerle bir edilen Gazze, Mayıs 2024’te Refah sınırının, Mart 2025’te de tüm kapıların insani yardım girişlerine kapatılmasıyla açlıktan ölümlerle de yüz yüzedir. Üçte biri çocuklar olmak üzere 500’e yakın kişi açlıktan hayatını kaybetmiştir. Dünyanın en yoğun nüfuslu bölgesi olan Gazze’nin yüzde 10’una insanlar sıkıştırılmış durumda. 42 bin çocuğun yetim kaldığı, 20 bine yakın çocuğun refakatsiz bulunduğu Gazze’de bugün psikolojik desteğe ihtiyaç duymayan çocuk yok diyebiliriz. Hatta buna yetişkinleri de katabiliriz. Çocuk Hakları Sözleşmesiyle çocuklara vaat edilen ne varsa işgalci organizasyonun postalları altında ezilmekte. Hatta henüz doğmamış çocuklara karşı bile soykırım uygulamaları yapılmakta! Çocukların açlıktan öldüğü bir dünya nasıl bir yer olabilir? Malumunuz ülkemizde okullar açıldı. Gazze’de ise tam üçüncü yıldır okul çağındaki tam 800 bin öğrenci okula gidemiyor. 18 yıldır, havadan, karadan ve denizden İsrail ablukası altında olan Gazzeli çocuklar iki yıldır sadece eğitim, sağlık, barınma, gıdaya erişim ve güvenli sosyal çevre mahrumiyeti yaşamıyorlar. Batı dünyasının tedarik ettiği silahlarla yapılan bombardımanlarda hayatta kalma ve kurşunlara sobelenmeme endişesi de taşıyorlar. Bugün Filistin, küçücük yaşta tutuklanarak askerî mahkemelerde yargılanan; bitmek bilmeyen bombalamalar sebebiyle sürekli ölüm ve yaralanma tehdidi altında yaşayan çocukların ülkesidir”.
“ÇOCUK HAKLARI SÖZLEŞMESİ TARİHİN ÇÖPLÜĞÜNE ATILDI”
Çat, Gazze’de yaşananların uluslararası hukuk açısından da insanlık için utanç verici olduğunu vurguladı:
“Filistin/Gazze dünya için bir turnusol kağıdı oldu. Batı medeniyetinin bin yıllık birikimi İnsan Hakları Evrensel Beyyannamesi, Cenevre Sözleşmeleri, Soykırım Sözleşmesi, Roma Sözleşmesine atıfla insanlığa karşı suçlar, Çocuk Hakları sözleşmesi tarihin çöplüğüne atılmakla kalmadı, aynı zamanda uluslararası arenada “hukukun gücü olmadığını, güçlünün hukukunun geçerli olduğunu” bir kez daha gösterdi. İslam dünyası için de Gazze’de yaşanan durumun çok önemli sonuçları var. Filistin için kurulan İslam İşbirliği Teşkilatı’nın işbirlikçi ülkelerin elinde oyuncak haline getirildiğini, 2 milyon kardeşimize 2 milyarlık İslam alemi olarak bir lokma ekmek ulaştırabilmek için bile işgalci organizasyonun iki dudağı arasından çıkacak kelimelere tabii olduğumuzu kimse inkar edemez. Durumu özetler mahiyette Mısır sahillerinden pet şişelere, bulgur, pirinç, makarna koyarak bunları akıntıların Gazze sahillerine sürüklemesi için dua ile denize atan kardeşlerimiz geliyor gözlerimin önüne”.
“GAZZE DÜNYA HALKLARINI DÖNÜŞTÜRÜYOR”
Gazze’nin direnişiyle tüm dünyada büyük bir vicdan hareketi oluşturduğunu belirten Çat, şu değerlendirmede bulundu:
“Filistinli, Gazzeli kardeşlerimizden razı olsun. Onlar sadece kendi vatanlarını savunmuyorlar, tüm insanlık için de destanlar yazıyorlar. Bunun bir tezahürü olarak bizi ve dünya halklarını dönüştürüyor Gazze. Gazze’nin tüm dünya halkları için büyük bir büyük okul olduğunu kimse inkar edemez. Batı başkentlerinde, şehirlerinde polis şiddetine maruz kalan, sokaklarda sürüklenen ve asla geri adım atmayan milyarlarca taraftar topladı ve büyük bir vicdan ayaklanmasına vesile oldu. İşgalci organizasyon ve onun ortakları ise tüm dünyada nefretle anılıyorlar ve anılmaya devam edecekler”.
“SUMUD KONVOYU İNSANLIĞIN VİCDANINA ULAŞTI”
Çat, geçtiğimiz aylarda Gazze’ye doğru yola çıkan “Sumud Konvoyu”na da değinerek, “Filistinli çocukların, annelerin ve zulüm altındaki tüm kardeşlerimizin sesini duyurmak için bu etkinliği gerçekleştirdiklerini vurgulayan Mehmet Resul Çat, “Malumunuz olduğu üzere vicdanlı insanların yine insanlık için ayağa kalkmalarının bir tezahürü olarak “Sumud konvoyu” harekete geçmişti. Sumud; kararlılık, sarsılmazlık anlamına gelmektedir. Tam da ihtiyaç duyduğumuz şey! 40’dan fazla ülkeden 600’e yakın güzel insan 50 civarı gemiyle bu hayasız saldırıya dur demek üzere yola çıkmışlardı. Fakat sizlerin de takip ettiği gibi ahlaksız saldırılarla, tıpkı bir korsan gibi tüm insanları kaçırdılar, gemilerine el koydular. Oysa insani yardımların dokunulmazlığı bulunmaktadır. Her ne kadar gemiler fiziken Gazze’ye ulaşamasalar da gönül dünyasında ve insanlık vicdanında Gazze’ye ulaşmıştır”dedi.
“ZULME RIZA, ZULÜMDÜR”
İsrail’in saldırılarına karşı sessiz kalınmaması gerektiğini vurgulayan Çat, sözlerini şu ifadelerle tamamladı:
“Rabbim işgalci organizasyonun yıkılışına ve kardeşlerimizin kurtuluşuna vesile eylesin inşallah. Bugün, 2 milyarlık İslam âleminin ve 8 milyarlık dünya nüfusunun cevap vermesi gereken tek soru şudur: 18 yıldır havadan, karadan ve denizden abluka altında tutulan Gazzeli çocuklara, annelere nefes alabilecekleri bir koridor açabilecek miyiz? Bizler, bu saldırılara ve hak ihlallerine karşı asla susmayacağız. Çünkü biliyoruz ki zulme rıza, zulümdür. Nitekim Peygamber Efendimiz (sav): “Kim bir kötülük görürse eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse diliyle değiştirsin. Buna da gücü yetmezse kalbiyle buğz etsin ki, bu imanın en zayıf derecesidir.” buyurmaktadır. Artık ekranlarda kolsuz, bacaksız bırakılan çocukları; kucağında şehit olmuş evladını taşıyan anneleri; çaresiz yaşlı insanları izlemenin ötesine geçmeli; zalim İsrail ve yandaşlarına karşı daha etkili boykotlar yapmalı ve kararlı adımlar atmalıyız. Bugün burada, Filistinli çocukların, annelerin ve zulüm altındaki tüm kardeşlerimizin sesini duyurmak; onların haklarının teslim edilmesi ve bu zalimce saldırıların sona ermesi için “Filistinli Çocuklar İçin Çiz” etkinliğinde bir araya geldik. Çocuklarımız ve gençlerimiz, dualarını, temennilerini ve zalimlere karşı duruşlarını tuvallerine resmetti. Rabbimizden niyazımız, bu zulüm ve işgalin en kısa zamanda son bulmasıdır. Temennimiz yalnızca Filistinli çocukların değil; Doğu Türkistan, Afganistan, Keşmir, Arakan, Ukrayna, Sudan ve Yemen’deki bütün çocukların özgürce oynayacakları, kendilerini güven içinde hissedecekleri günlere kavuşmasıdır. Bu anlamlı etkinliğe katılan bütün STK’lara, gönüllülere ve kardeşlerimize teşekkür ederiz.”