Sarıkamış, bu ülkenin tarihindeki en ağır duraklardan biridir. Adı anıldığında çoğu zaman kahramanlık kelimesi öne çıkar; oysa Sarıkamış aynı zamanda yetersizliğin, çaresizliğin ve insanın tabiat karşısındaki kırılganlığının da adıdır. Bu gerçeği görmeden Sarıkamış’ı anlamak mümkün değildir.
1914 yılının son günlerinde başlatılan Sarıkamış Harekâtı, son derece zor coğrafi ve iklim koşullarında yürütülmüştür. Kışın şiddeti, ulaşım imkânlarının sınırlılığı ve askerî donanım eksiklikleri, cephedeki askerlerin yükünü ağırlaştırmıştır. Birçok asker, silahını kullanmaya fırsat bulamadan, soğuk ve hastalıkla mücadele ederken hayatını kaybetmiştir. Bu durum, harekâtın yalnızca askerî değil, insani yönüyle de değerlendirilmesini zorunlu kılar.
Asker cephedeydi; çünkü başka bir seçeneği yoktu. Emri uygulamak, ilerlemek ve dayanmak zorundaydı. O gün orada bulunanların çoğu gençti, tecrübesizdi ve şartların ne denli ağır olacağını bilmeden yola çıkmıştı. Buna rağmen geri dönmediler. Sarıkamış’ta görülen fedakârlık tam olarak budur: koşulları değiştiremeyen ama kendisi vazgeçmeyen insanların sessiz direnişi.
Sarıkamış’ı yalnızca bir zafer ya da yalnızca bir hata olarak tanımlamak eksik kalır. Bu olay, askerî kararların ne kadar hayati sonuçlar doğurabileceğini gösteren acı bir örnektir. Aynı zamanda, savaşın bedelini her zaman cephedeki askerin ödediğini de hatırlatır. Bugün geriye dönüp baktığımızda yapılması gereken, bu yaşananları kutsallaştırmak değil; anlamaya çalışmaktır.
Bu yüzden Sarıkamış, her yıl anıldığında yalnızca hüzünle değil, sorumluluk duygusuyla da hatırlanmalıdır. Çünkü geçmişi anmanın değeri, gelecekte aynı acıların yaşanmaması için gösterilen çabayla ölçülür. Tarih, ancak bu şekilde canlı kalır.
O yüzden Sarıkamış’ı anlatırken destan yazmak istemiyorum. Gerçeği olduğu gibi hatırlamak istiyorum. Çünkü bazı acılar süslendiğinde değil, sade bırakıldığında daha derin anlaşılır.
BİR KIŞTAN FAZLASI
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.




