Sevgili okurlar,

Son zamanlarda ülkemizde ve dış ülkelerde sahillerle ilgili halk tarafından çeşitli gösteriler yapılarak havlu atma eylemleri başlatıldı. Sahillerin, plajların özel şirketler, kurum ve kuruluşlarca veya belediyelerin şahıslara kiralayarak girişler ücretli yapılarak halkın kullanım hakkı gasp edilmektedir. Sahiller, koylar ve plajlar Denizden karaya doğru 50-100 metreye kadar ki bölümüne hiçbir tesis kapatamaz şezlong ve benzeri şeyler koyamaz koymamalıdır.

Anayasamızın 43’ci maddesi şöyle der; kıyılar Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir.

3621 sayılı yasa kıyılarla ilgili genel esaslar 5. madde: kıyılar herkesin eşit ve serbest olarak yararlanılmasına açıktır. Kıyı ve sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. Kıyı herkesin eşitlik ve serbestlikle yararlanmasına açık olup, buralarda hiçbir yapı yapılamaz duvar, çit, parmaklık, tel örgü, hendek, kazık ve benzeri engeller oluşturulamaz. Denilmektedir.

Ne yazık ki günümüzde bu böyle değildir. Halka açık olması gereken kıyı ve sahil şeritleri kamu kurum ve kuruluşlarınca, özel şirketlerce ve hatta belediyelerce parsellenmiş olup, duvarlar çitler çekilerek tamamen halkın kullanımına kapalıdır. Yetkililerin ve yöneticilerin yasaların ön gördüğü çerçeve de kıyı ve sahil şeritlerimizi bir an önce halkın kullanımına açmaları gerekir.

Bir başka konuya daha değinmek isterim; Güzel Ülkemizin ormanları, dereleri, kıyıları, koyları ve ovalarımız işgal ediliyor. Suriye ve İran sınırındaki mayın tarlaları temizletilerek İsraillilere satıldı. Iğdır Ovası, Harran ovası İsrail iş adamlarına satıldı.

Ormanlarımız, derelerimiz ırmaklarımız durmadan yok ediliyor.

Ormanlarımız yakılarak veya ağaçlar kesilerek maden işletme sahalarına açılıyor. Limanlarımız satılıyor 39 limandan 37’si satılmış geriye Haydarpaşa ve İzmir limanı kalmıştı İzmir limanı da ihaleye çıkarılmış yakında oda satılır.

Fabrikalarımız zaten 2000’li yıllarda özelleştirmeye başlayarak tüm fabrikalar işlevsiz hale getirildi sonunda tüm fabrikalar birer birer satıldı. Faaliyet gösterdiği alanlarda işletilmeyerek yok edildi yerlerine AVM’ler yapıldı arazileri rantiyeciler tarafından paylaşıldı.

Sit alanlarımız derelerimiz, ormanlarımız, kıyılarımız, limanlarımız ve topraklarımız yerli ve yabancı düşmanlarca nasıl işgal edildiği ve yok edildiği ne yazık ki yasalarla müsaade ediliyor.

2021 yılında Enerji ve Tabii kaynaklar bakanlığı maden işleri Genel Müdürlüğünce 14716 maden işletme ve orman ruhsatı verilmiş, TEMA Vakfı başkanı Deniz Ataç’ın beyanına göre 28 İlin yüz ölçümünün ortalama %67’si zarar veren maden şirketlerine ruhsatlandırılmış durumdadır. Şu anda milli parklarımız, içme suyu havzalarımız, orman alanlarımız ve arkeolojik sit alanlarımız için kısaca Ülkemizin hemen her yerinde verilmiş olan maden ruhsatları vardır.

Orman alanlarımızın %65’i, tarım alanlarının %48’i, mera alanlarının

%35’i, korunan alanların %63’ü, Milli parkların %85’i, yaban hayatı koruma alanların %90’ı ruhsatlanmış durumdadır.

Güzelim Türkiye’min durumu bu bunları gördükçe duydukça içimiz sızlıyor.

Yıllar önce ormanlarımız, kıyılarımız vatandaşlara karşı koruma altındaydı. Verilen cezalar çok ağırdı durum tersine döndü vatandaş ormanlarımızı, kıyılarımızı ve sit alanlarımızı devlete/hükümete karşı koruyor korumak isteyenler tutuklanıyor terörist ilan ediliyor nereden nereye!

Her şey gönlünüzce olsun hoşça kalın sağlıkla kalın

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner42

Haber Sabah
Manset24 Haberleri
Haber Entel