DIŞ VE İÇ GÜÇLER

Sevgili okurlar,

Yüz yıllar boyunca emperyalist ülkeler diğer ülkeler üzerinde baskılar kurarak kendi rejimlerini dayatmaya çalıştılar çoğu ülkeyi sömürge altına alarak zengin maden kaynaklarını enerji kaynaklarını kullanarak o ülkelerin kalkınmasının önlediler vatandaşlarını sefil bir halde yaşamalarına sebep oldular sömürülen ülkeler bağımsızlığını kazanana kadar bu sömürü devam etti.

Ne yazık ki teknoloji çağını ve bilgi çağını yaşadığımız bu dönemde de bu sömürüler devam ediyor sadece isim değişikliği yapılarak o ülkeye demokrasi getireceğiz diyerek halka zulüm yapılıyor tüm kaynaklarına el konuluyor. Nitekim son yıllarda orta doğu ülkelerine yapılan müdahaleler bölge halkını perişan etmiş çocuklar babasız kadınlar eşsiz bırakılmıştır. Günümüzde Rusya ile Ukrayna ülkeleri üzerinde oyunlar oynanarak buradaki milyonlarca insanı göç etmelerine sebep olmuşlardır. ABD ve AB emperyalist ülkeler yüz yıl önce yapılan antlaşmaları hiçe sayarak Kara Denize inerek bu bölgeyi hakimiyeti altına almak istiyorlar ancak Türkiye ve bölge ülkeleri buna müsaade etmeyeceklerdir.

Tüm Türk devletleri üzeride de dış güçler tarafından baskılar oluşturulmuş ülkemizin gelişmesinde/kalkınmasında müdahaleler

olmuştur. Osmanlı döneminde emperyalist ülkeler tarafından ülkemiz üzerinde böl parçala oyunları uygulanarak ülkenin tüm kaynaklarına el konulmuştur. Kurtuluş savaşında tüm emperyalist ülkeler Türk ordusuna ve halkına yenilerek ülkemiz özürlüğüne ve bağımsızlığına kavuşmuştur.

Hep dış güçler dış güçler diyoruz ama hiç iç güçlerden bahsetmiyoruz emperyalist ülkelerin yapmış oldukları oyunlara iç güçlerimizden katkı/destek olmasa emperyalistler hiçbir zaman başarıl olamaz ve ülkemizin Kalkınmasını/gelişmesini önleyemez.

Türkiye’mize her zaman emperyalist ülkeler tarafından müdahale edilmiştir. Kimi zaman başarılı olunmuş kimi zaman emellerine ulaşamamışlardır.

Geçmiş yıllarda yapılan/müdahale edilen bir olayı değerli yazarlarımızdan Soner Yalçın Köşe yazısında şunları yazıyor.

( Ecevit Hükümetinin bakanlar kurulu kararı TBMM genel kurulunun 29-30 Kasım 1978 tarihli oylamasıyla Dördüncü beş yıllık kalkınma planı yasalaştı. Bu planın özü IMF çözüm paketine karşı çıkmasıydı. Bunun sonucu küresel kuruluşlar Ecevit Hükümetine IMF’ye boyun eğ baskısını artırdı. Ecevit direndi. Batı ülkeleri Türkiye ile ticareti durdurdu. Uluslararası finans kuruluşları Türkiye’yi boykot ederek tek kuruş vermedi. Kredi derecelendirme kurumları Türkiye’yi dipte gösterdi. Ve Ucuz dövizle artık karına kar katmayan TÜSİAD gazetelere ilan verdi. Gerçek çıkış yolu (Tarih ilginç 15 Mayıs 1979 )

Dünya Bankasından transfer edilen Turgut Özal’ın hazırladığı bildirinin özü şuydu: Pazar ekonomisinden gitgide uzaklaşan bir anlayışla, ne Batı dünyasında hak ettiğimiz yeri, ne yerli kredileri, nede yatırımlara gerekli dış sermayeyi bulabiliriz.

Bildirimin hedefi Bağımsızlıkçı Dördüncü Kalkınma planı idi Çünkü: Plan, kamucu ekonomiyi güçlendirmeyi hedefliyordu.

Plan, dışa bağlı ekonomiye son vermeyi hedefliyordu.

Plan, döviz kaynaklarını çarçur eden tüketimi değil, üretimi hedefliyordu. Plan, gelir dağılımındaki dengesizlikleri, vergilemedeki adaletsizlikler gidermeyi hedefliyordu.

Plan, eşit işe eşit ücret anlayışıyla fiyat politikalarını çalışanların katkısıyla saptamayı hedefliyordu.

Plan, Ulusal savunma sanayini güçlendirmeyi hedefliyordu.

Plan, Tümosan, Temsan, Taksan, Testaş ve Gerkonsan gibi

Anadolu’daki milli sanayi şirketlerini kamulaştırmayı hedefliyordu.

Plan, tarımı, kooperatifleşmeyi, milli sanayiyi desteklemeyi hedefliyordu.

Ecevit hükümeti bu kamucu plandan bir yıl sonra düşürüldü.

12 Eylül 1980 askeri darbesinin bu kalkınma planına karşı yapıldığı biliniyor?)

Sevgili okurlar Ülkemizin kalkınmasını istemeyen üretime değil tüketime dayalı politikaların yürütülmesi ve dış ülkelere bağımlı kalmamızı isteyen dış ve iç güçlerin ne kadar etkili olduğunu anlatmaya çaltım.

Dış güçlere karşı bağımlı olmamak için ekonomide, sanayide, tarımda, eğitimde ve tüm kalkınma hamlelerinde bağımsız olmamız gerekir. Yaşasın Türkiye Cumhuriyet’inin bağımsızlığı

Önümüzdeki Pazar günü yapılacak olan seçimin ülkemize hayırlı olmasını dilerim. Umarım siyasi parti liderleri ayrıştırıcı, ötekileştirici söylemlerini bırakırlar halkımızı oya güle bir bayram havasında seçime götürürler.

Her şey gönlünüzce olsun, sağlıkla kalın

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner42

Haber Sabah
Manset24 Haberleri
Haber Entel