Yerel Seçimlerin siyaset arenasına getirdiği dinamizmi görmezden gelemeyiz. Siyasi partilerimiz yoğun bir çalışma trafiği içerisindeler. CHP-İYİ Parti, AK PARTİ-MHP görüşmelerini aralıksız sürdürüyorlar. Gerekli önlemler alınıyor adaylar bir bir belirleniyor. Peki siyasi partiler bu hummalı çalışmalarını sürdürürken halkımız bu konularla ne kadar ilgileniyor diye baktığımızda hiç mi hiç umurlarında değil. Halkımız doğalgaz, elektrik, ekmek ve pazarına gelen fiyat artışlarını yakından takip ediyor. Onu yönetecek kişilerin hiç te önemli olduğu imajını vermiyor.
Türk halkının sağduyusuna güveniyorduk. Görünen o ki halkımız doğruyu anlayacak kapasitedir. Önemli olan halka ulaşabilmek ve anlatabilmektir. Ne yazık ki halka ulaşamıyor ve bütünleşemiyoruz. Hep aynı terane değişen bir şey yok. Politikada halkımıza karşı iyimser değilseniz ve halkımıza samimi bir güveniniz yoksa, başarılı olmanız mümkün değildir. Yapılan ittifaklar sayesinde iki partinin tüm seçmenlerinin ittifak adayına oy verecekleri anlamına gelmez. Siyasette iki iki daha dört etmez.
Yerelde herkes tanıdığı ve sevdiği adaylara çok önem verir. AK Parti iktidarı Belediyecilik anlayışı ve başarısından kaynaklanmaktadır. Gelinen son durum bunu söylemek çok kolay olmasa gerek.
İstanbul, Ankara gibi gerekçe göstermeden yıllarca halkın oylarıyla Başkan seçilenlerin istifalarının alınması ve konu ile ilgili yeterli açıklama yapmamak iktidar partisi ile ilgili belirgin bir şekilde kafalarda soru işaretleri oluşturmuştur. Bu dezavantajları avantaja çevirmenin bir yolu olmalıydı ve yeterince kamuoyu aydınlatılmalıydı diye düşünüyorum. Şimdi Ankara ve İstanbul hayati önem taşıdığı gerçeğini kabullenmemiz gerekir.
İstanbul ve Ankara’nın kaybı siyasi arenada seçim sonrası büyük hareketlilik ve tartışmaları beraberinde getirecektir.
Biz Ankara-İstanbul derken Manisa’yı da konuşmamız gerekiyor. Ancak görünen köy kılavuz istemiyor. Anlaşılan AK Parti Büyükşehir’i MHP’ye bıraktı. İlçe Belediyelerini de herkes daha öce aldığı belediyeliklerde devam etsin kararı verilmiş gibi. Ancak evdeki hesap çarşıya uymayacağa benziyor.
Mevcut Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün her ne kadar halktan kopuk çalışmaları ile son dönemde ünlendiyse de bir karşılığı var ve en ciddi adaylardan biri olduğu gerçeğini göz ardı edemeyiz.
Onun karşısına çıkabilecek ve seçimi alabilecek adaylar var mı? Elbette var ama bunu göremiyorlarsa burada yazmanın çizmenin bir anlam taşıyacağını zannetmiyorum. Çünkü yazacağımız her şey pişmiş aşa su katmaya benzeyeceğinden yazmayacağım ama Manisa’da 5 yılda 15 yılda yapılamayan işleri ilçelerinde yapan çok başarılı başkanlar da var. Bu böyle biline. Yine söylüyorum Cengiz Ergün’ün bu şehirde bir karşılığı olduğu gerçeğini kimse göz ardı edemez. Ancak konsensüs sağlanırsa bu birlikteliğin ne kadarı oya tekabül eder onu da bilemeyiz. Çünkü Cengiz Ergün ile AK Parti arasında Belediye Meclisinde şiddetli tartışmalar yaşanmış ve bu tartışmalar unutulmuyor ve de unutturulmuyor.
CHP’ye gelince Türk Siyasetinde büyük önem taşıyan bu köklü partimiz anlaşılan Büyükşehri İYİ Parti’ye bırakıyor. Değerler değişti, anlaşılan yok oldu gibi algı operasyonları yapılıyor. CHP-İYİ Parti aday arayışı içerisinde “dışarıdan da olsa olur” anlayışı var yani iki parti kendi içinde Büyükşehir Belediye Başkan adayı çıkaramıyor imajı yaratıyor. Oysa İYİ Parti’ye geçen başarılı olduğuna inandığım eski Alaşehir Belediye Başkanı Gökhan Karaçoban bu koltuğu doldurabilecek aday olabilir diye düşünüyorum.