Devletin hala icra organı işlevini sürdürmesi ülkemizin hem ekonomisi, hem demokrasisi açısından büyük zaafiyetler oluşturmaktadır.
Oysa devlet icra etmemeli, Devlet yönetme görevini ifa etmelidir. Bu anlayışla Devlet hiç bir ekonomik faaliyetin içinde olmamalı, böylelikle devletin harcamaları azalacak ve enflasyona yol açan, ekonomiyi felç eden kamu açığı yani devletin iki yakasını bir araya getirememesi durumu ortadan kalkacaktır.
Devletin çalışması her düzeyde verimlilik esasına dayandırılmalı, kamu personeli üretkenlik ve başarı esasına göre, hak ettikleri düzeyde ödüllendirilmelidirler.
Merkez bankasının görevi sadece ekonominin ihtiyacı kadar olan parayı basmalı ve tamamen özerk olmalıdır.
Kamu iktisadi kuruluşlar (KİT’ler) özelleştirilerek rasyonel çalışması mümkün olmayanlar kapatılmalıdır.
Devletin ekonomideki başlıca görevlerinden biri serbest piyasa düzenine rekabete dayalı sistemin işleyişini yasalarla güvence altına almaktır. Bir başka görevi ise, tekelleşme ve tröstleşmeyi engellemek olmalıdır. Girişimciyi korumalı ancak girişimci kadar da, tüketiciyi korumaya dönük yasal düzenlemeler ve bağımsız etkin yargı tesisini oluşturmalıdır.
Finansman maliyetlerimi düşürmek yönünde gerekenler yapılmalı, bunu yaparken de vergi oranlarını finans sektöründen düşürmelidir. Devlet bunu yaparak ekonomik aktivitenin canlanmasını sağlayacaktır.
Vergilendirme de esas, belirli bir sektör için haksız rekabet yaratmamak olmalıdır.
Vergi mevzuatı yeniden gözden geçirilmeli, vergi verme özendirilmelidir. Bunu yaparken vergi oranları düşürülmeli ve böylelikle vergi kapsamı da yaygınlaştırılmış olacaktır. Bu vesileyle daha fazla vergi toplanmış olacaktır.
Vergi ve sektörel teşvikler, vergi politikaları ile sağlanmalıdır. Örneğin, tarım sektörüne vermek yerine almamayı yeğlemek gerekmektedir. Vergi ve fonları kaldırmak çiftçiye yapılacak en büyük destek olduğunu kabullenmemiz gerekmektedir.
Yerli ve yabancı medya ve kültür sektörleri vergilendirme durumları yeniden gözden geçirilmeli ve sembolik vergiler alınmalı ya da hiç alınmamalıdır. Böylelikle bilgi çağına uyum hızlanacağı ve özellikle yabancı medya, kültür kurum ve kuruluşlarının Türkiye’yi merkez edinmeleri özendirilmiş ve bu ortamın yaratılması ülkemizin dünya ile entegrasyonu ve imajı bakımından son derece yararlı olacaktır.
Bankalar halkın tasarruflarını ekonomiye kanalize etmeli, onların vergi oranlarının gözden geçirilerek düşürülmeli ve tasarruf sahipleri üzerine bankaların çeşitli adlarla uyguladıkları yaptırımlardan vaz geçeceği yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
Mali piyasalara yönelik uygulamalarda temel amaç, mali piyasalarda rekabetçi ortamın gelişmesi olmalıdır.
Piyasa mekanizmasının işleyişi kuralları tüm mali piyasalara egemen kılınacak; para ve sermaye piyasaları ile bu piyasalara özgü kurum ve kuruluşlar bütünlük içinde ele alınmalı ve yeniden yapılandırılmalıdır. Bu piyasaların ekonomiye kaynak aktarımı gibi asli işlevlerini en iyi şekİlde yapmaları sağlanmalıdır..
Kısacası devlet küçülmelidir. Bu hantal yapı sonlanmalı ve devlet küçük, çevik, fonksiyonel ve güçlü olmalıdır.