ABD VE NATO

Sevgili okurlar,

ABD soğuk savaşın bitiminde ve Sovyetler birliğinin dağılmasından sonra dünyada kendisinin süper güç olduğunu ve dünyayı yeniden şekillendirmek için faaliyetlerine başladı. Sovyetler birliğinin (Rusya) dağılmasını fırsata çevirerek faaliyetlerine son verilen Varşova birliğinden ayrılan ülkeleri kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirerek NATO’ya alma girişiminde bulundu. Bu ülkeleri belirli zamanlarda NATO üyesi yaparak üye sayısını on altıdan otuz ikiye yükseltti. Son olarak İsveç üye yapıldı Karadeniz’i de egemenliği altına alması için Ukrayna’yı da üye yapmaya çalıştı ama Rusya müsaade etmeyince Irakta, Suriye’de, Libya’da ve Afganistan’da yaptıklarını Ukrayna’da yaparak Rusya ile iki yıl önce savaş balattı savaş halen devam ediyor binlerce insan yok edildi binlercesi de yerlerinden yurtların mahrum bırakıldı.

NATO’nun çoğunlunu teşkil eden Avrupa ülkeleri Dünyaya barış değil devamlı sorun çıkartarak ülkelere Demokrasi getireceğiz diyerek halklara zulüm yapıyorlar insanları sömürüyorlar bunların hepsi ABD tarafında planlanıyor. Ülkeleri biri birlerine düşüren NATO biran önce Varşova paktı gibi faaliyetlerine son verilmelidir.

Türkiye 72 yıldır NATO’ya üyedir bu süreç içerisinde ne gibi yararlar sağlamıştır Türkiye’nin lehine mi yoksa aleyhine mi çalışılmıştır ABD ne yapmıştır. Birde ona bakalım Türkiye 1952 yılında NATO’ya girdi bu yıldan sonra Türk ordusunun yönetimi ve denetimi ABD’nin yönetimine geçti. ABD’nin ajanları tüm kurumlara yerleşerek Türkiye Cumhuriyetinin rejimini değiştirerek din devleti kurmak için 70 yıldır bunu yapıyor. ABD/NATO Kıbrıs barış hareketinde Türkiye’ye verdiyi silahları kullanamazsın diyerek Ülkemize ambargo uyguladı yedek parça, mühimmat ve askeri malzeme vermeyerek Türk silahlı Kuvvetleri zaafa uğratıldı.

Türk Silahlı Kuvvetleri(TSK) ABD’nin ambargosu üzerine 1975 de ASELSAN’ı, 1982 de HAVELSAN’ı ve 1988 de ROKETSAN’ı kurarak savunma sanayisini geliştirdi. ABD/NATO Türkiye’nin savunma

sanayide gelişmesinden rahatsız oldu. Ülkemizi baskı altına alarak bu kuruluşları işlevsiz hale getirilmesi istendi. Türk yetkilileri ve TSK bu uyarıları dikkate almayarak Karada hava Denizde güçlenmeye devam etti doksanlı yıllar ile iki binli yıllar arasında savunma sanayisi oldukça gelişti. İki binli yıllardan sonra ABD Türk Silahlı Kuvvetlerine kumpaslar kurmaya başladı. Ergenekon, casusluk ve deniz kuvvetlerine yapılan kumpaslarla Türk askerini ceza evlerine gönderdiler Nihayetinde 2016 yılında darbe yapılarak Anayasa askıya alındı yargı ve tüm kurumlar işlevsiz hale getirildi. Türk hükümetlerine talimatlar verilerek hiç bir alanda yatırımlar yapılmayacak, fabrika ve işletme kurulmayacak devletin elinde bulunan mevcut fabrikalar satılacak diye talimatlar verildi. özelleştirmeler yapıldı tüm fabrika ve işletmeler özelleştirilerek satılmaya başlandı. Satışlar 2003 yılından sonra hızla devam etti günümüze gelindiğinde ise tüm Cumhuriyetin kuruluşları satılarak yok edildi üretimler durduruldu her şey ithal edilmeye başlandı.

Türkiye tamamen dışa karşı bağımlılık hale getirildi.

NATO’ya girişimizle kitaplar yasaklanmaya başlandı eğitime müdahale edildi savunma sanayinin gelişmesi engellendi kısacası Türkiye’nin gelişmesi engellendi. ABD güya müttefikimizdir NATO ortağımızdı F-35 savaş uçaklarının parası peşin ödendiği halde teslim edilmemiş bin bir bahane uydurarak veremeyeceklerini bildirdiler

yapılan görüşmeler sonucunda F-35’lerin yerine F-16’ları verelim dendi onlarda halen teslim edilmedi ama F-35’ler Yunanistan’a hemen teslim edildi. Bu nasıl müttefikliktir ki Terörist PKK’ya silah ve mühimmat vererek Türkiye’ye karşı kullandırıyor şimdi kendimize soralım ABD Türkiye’nin dostu mu? Gelişmemizi kim engelliyor?

Hoşça kalın sağlıkla kalın