2015-06-24 23:31:34

13 Yıllık değerlendirme

İsmail AYDIN

24 Haziran 2015, 23:31

AK Parti 2002 yılından bu yana Ülke genelinde önemli hizmetlerde bulundu. İletişim ve ulaşım hizmetleri dünya standartları üzerine çıktı. Dev projeleri hayata geçirdi. İktidar sarhoşluğuna hiç düşmedi. 2010 Yılı 12 Eylül de yapılan referandum sonuçlarına kadar her şey yolundaydı. Ancak 2010 sonrası sanki bir duraklama dönemine girildi. Bu duraklama iletişimi ve ulaşımı etkilemedi. Ancak piyasalarda bir duraklama ve likidite sorunu doğdu ki; bu sorun 2010 öncesine kıyasla oluştu. Demokratikleşme konusunda da referandum sonrasında da önemli gelişmeler maalesef yaşanamadı. Oysa ekonomi ile demokrasinin at başı gittiği ülkeler zengin ve gelişmiş ülkeler sınıfında olduğu gerçeği görülmeliydi. Ve ona göre davranılmalıydı. Özgürlüklerden korkan hiç bir ülke gelişmişler sınıfına hiç bir zaman giremedi. Ak Parti teşkilatları da gereken demokratikleşme gelişimini sağlayamadı yani parti içi demokratikleşme konusunda ne yazık ki gerilerde kaldılar. Temayül yoklamalarıyla mensuplarının gazını almaya çalışması küskünlüklere ve kırgınlıklara neden olduğu gerçeğini görmezden geldi ve parti içi demokrasi de maalesef sergilenmesi gereken performansı sergileyemedi. Diğer partilere örnek olması gerekirken bunu da başaramadı veya başarmak istemedi. Tüm bu olumsuzlukların yanında Ak Parti kuruluşundan bu yana en sönük seçim propagandasını yaptı. Strateji çok yanlıştı, bu stratejiyi hazırlayanlar bence Ak Parti’ye yapılabilecek en büyük kötülüğü yaptılar. Çünkü hiç bir parti sadece yaptıklarını anlatmakla milletten oy talep edemez. Az çok yaptıklarının bilincinde olan halkımız yapılacakların ne olduğunun merakı içindedir. Hatırlarsanız daha önce ki seçimlerde büyük projeler halka anlatılır ve bu projeler halkın dikkatini çekerdi. Ak Parti'nin verdiği sözlerin büyük bir bölümünü hayata geçirdiğini halkımız biliyor. Örneğin; İstanbul'da ‘Marmaray’ da yaptığım bir seyahat esnasında yanımda oturan ve adının Özcan Yılmaz olduğunu söyleyen emekli ile kısa bir sohbetimiz oldu. Öncelikle Marmaray gibi bir çok eseri ülkemize kazandıran Ak Parti’den sözü açtım ve bu hizmetler gerçekten takdire şayan dedim. Emekli Özcan Bey önce şöyle bir ters ters baktı ve sonra da hafifçe gülümseyerek '' Evet doğru önemli hizmetler verdi ve ben bu güne kadar Ak Parti’ye hiç oy vermedim'' dedi. ‘Peki neden?' diye sordum. 'Vallaha ben oldum olası muhafazakar partilere oy vermedim vermem de ancak Ak Parti biraz farklı' dedi. ‘Ne gibi ?’diye sordum. ''Ak Parti muhafazakarlığının yanında ilerici reformist politikalar da uygulandı demokratikleşme konularında yeterli olmamasına rağmen önemli adımlar atıldı hatta ilk geldiği günlerde bunları sosyal demokrat diye aklımdan geçirmedim değil ve ben bu seçimler de Ak Parti’ye oy vermeyi düşünüyordum .Seçim beyanlarını dikkatlice dinledim,izledim ve tatmin ettiğini söyleyemem.CHP ve MHP iktidar olamayacaklarını bile bile önemli projeler sundular. Örneğin toplumun tüm katmanlarını ilgilendiren konuları ele aldılar. İşçi,memur,emekli,yoksul hepsi ile ilgili vaatler de bulundular ama Ak Parti hiç bir vaatte bulunmadı. Hep yaptıklarını anlattı bende her halde Ak Parti’ye oyum nasip olmayacak dedim ve oyumu CHP' ye verdim.'' dedi. İşte Ak Parti’nin neden oy kaybına uğradığını kısaca özetleyen Emekli Özcan Bey gerçeğin ta kendisini yanıtlıyordu. Seçim sonrası çıkan tabloya da Özcan Bey şu yorumu yaptı.'' CHP, MHP ve HDP bir araya gelip koalisyon yapamaz ve Ak Parti erken seçime gider % 55 ile de iktidar olur ve bu iş biter. ‘Peki bir erken seçim olursa oyunu kime verirsin? diye sordum. 'Bunlar koalisyon olmazsa elbette Ak Parti'ye veririm. Çünkü Türkiye'nin kaybedecek zamanı yok.' Ve Sirkeci’ye geldiğimizin anonsu yapılınca Özcan Bey ile vedalaştık.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.