ŞİDDETİN her türünün sayısal olarak arttığı, tür olarak daha vahşileştiği bir süreç içindeyiz. Türkiye'de yılda yaklaşık 4 milyon adliyelere yansıyan ŞİDDET OLAYI yaşanmaktadır; bir o kadar da adalete bildirilmeyen ya da bildirilemeyen ŞİDDET olayı var.
Özellikle HAYATİ GÖREV yürütenlere, sağlık çalışanlarına şiddet oldukça vahim anlamlar taşımaktadır. Bu tür şiddetin vehameti, şiddetin sadece kişiye değil ama aynı zamanda kamusal alana, ACİL İNSANİ HİZMETLERE de yönelik olmasıdır. Şiddetle ÇOK YÖNLÜ mücadele seferberliği başlatılmalıdır.
Özellikle ülkemizin halen ŞİDDETLE SİVİL MÜCADELE milli stratejisi yok. Sedece cezalandırma caydırıcı olmuyor. Ama yine de, hayati görev alanlarındakilere şiddetin "KADEMELİ CEZA SİSTEMİYLE" cezalandırılması yoluna gidilmelidir. Yani, herhangi bir yaralama eyleminde bulunan saldırgana BİR ÖLÇÜ ceza veriliyorsa, failin bu eylemi hayati hizmet alanına/kamusal alana yönelik gerçekleştirmesinden ötürü İKİ ÖLÇÜ ceza verilmelidir.
Siyasi partilerin programlarını ve seçim beyannamelerini bilimsel olarak inceliyoruz. Hangi partinin ŞİDDET konusuna ŞİDDETLE SİVİL MÜCADELE konusuna ne kadar önem verdiğini yakında açıklayacağız. Her tür ŞİDDETİ kınıyoruz; SAĞLIK ÇALIŞANLARINA YÖNELİK ŞİDDETİ şiddetle kınıyoruz. Ama, temennilerle, kınamalarla şiddeti önleme şansımız yok; ŞİDDETLE SİVİL MÜCADELE SEFERBERLİĞİ acilen ülke düzeyinde başlatılmalıdır. " Kuru duayı bırakalım; ağaç isteyen tohum eker. " (MEVLANA)
HEGEM (Şiddetle Mücadele Vakfı) Vakfı Başkanı Adem SOLAK,
Şiddetle Mücadele Vakfı (HEGEM) EGE Bölgesi Başkanı İsmail AYDIN