Prof. Dr. Mehmet Korkmaz Laboratuvarda gerçekleşen çalışmalarda bor kanser ilişkisi üzerine prostat kanseri önlemesi yeni ilaç prototiplerinin denenmesi çalışmaları devam ettiğini ve ilaçlardan olumlu sonuç alındığını ifade etti.
Korkmaz “ Araştırma grubumuzda son 15 yıldır bor ve insan sağlığı yönünde değişik araştırmalar yapmaktayım. Araştırmalarımızı 2 bölümde toplayabilmekteyiz. Bunlardan birinci insan sağlığı üzerinde bor sahasında yaptığımız epidemiyolojik çalışmalardır. İkinci bölümde ise laboratuvar gerçekleştirdiğimiz çalışmalardır. Birinci bölümde bor insan sağlığı üzerine bor sahasında gerçekleştirdiğimiz araştırmalar sonucunda bu bölgede yaşayan inanlarımızın 6 ila 8mg civarında günlük bor tüketimi gerçekleştirdiği ve herhangi bir hastalıkta yığılma görülmediği gibi bazı kronik hastalıkların ortaya çıkmasında rahim ağzı kanseri , prostat meme kanseri olmak üzere azalma görüldüğü ve özellikle halk arasında kireçlenme olarak bilinen hastalığın azalma olduğunu söyleye bilirim. Bu verilerin bir kısmı yurt dışında farklı araştırma grupları tarafından da doğrulanmıştır. Bunun dışında laboratuvarda gerçekleştirdiğimiz çalışmalarda bor kanser ilişkisi üzerine prostat kanseri önlemesi yeni ilaç prototiplerinin denenmesi çalışmaları devam etmektedir. Bulardanda olumlu sonuç aldığımızı söyleyebilirim Bu bağlamda baktığımızda borun hem hastalıklardan koruyucu etkisi hemde tedavi edici potansiyelini görebilmekteyiz'' Dedi.
BOR NELERDEN TEMİN EDİLİR
Özellikle kuru yemişlerden fındık başta olmak üzere fıstık, kuru kayısı, özellikle kuru üzümde oldukça bol miktarda bulunuyor. Yine baklagillerden kırmızı barbunya ya da kırmızı fasülye diyebileceğimiz türde oldukça yüksek miktarda mercimekde özellikle yüksek miktarda bulunuyor.bunu söylememizin nedeni şu: bor dışı alanlarda yaşayan vatandaşlarımızın ortalama günlük bor alımı 1,25 mg.seviyesinde dengeli bir beslenme yaptığı taktirde bu miktarı alabilmekte. Dolayısıyla biz bu miktarların üzerinde bor alabilmesi için 3 mg a kadar en azından ilk palnda borca zengin gıdalardan bir diyetin uygulanasını öneriyoruz. Şu soru da akla gelebilir; acaba bor bunu hangi mekanizma ile bu kronik hastalıkların çıkısını engelliyor, ya da teropatik potansiyeli nerden kaynaklanıyor diye bir soru olacak olursa; yaptığımız çalışmalarda doğal bor bileşiklerinin dna hasarlarını engelleyici özelliği olduğunu görmekteyiz. Hem bizim gurubumuzun yaptığı çalışmalarda hem de bizim gurubumuzun dışımızdaki yine yurtdışındaki farklı gurupların yaptığı çalışmalarda bu net bir şekilde gözlemlenmektedir.
VATANDAŞLARI UYARDI
Vatandaşlarımızdan bazen farklı mesajlar almaktayız. Özellikle kanser hastalarımız kendi başlarına sentetik bor türevlerini tüketmeye yöneliyorlar. Bu konuda özellikle uyarım şudur; mevcut tedavilerini asla ve asla takip ettikleri hekimlerin önerileri ve görüşleri doğrultusunda devam etmeleri, asla ve asla kendi başlarına bir takım yönelimde bulunmamaları gerekmektedir.