"Bak oğlum!" dedi,
"Bu kadar aktifken, bu denli gündemdeyken, bu kadar çok faaliyet yaparken, küpünüzü doldurun. Yarın pişman olursunuz!" diye de devam etti...
Dedikleri; yenilir, yutulur, unutulur cinsten değildi!
Ona sorsan, akıl veriyordu!
Bize sorulsa, fitne yayıyordu.
Aldığı cevap şu oldu;
Siz, kendinize.
Biz, geleceğe.
Siz, siyasete.
Biz, gençliğe.
Siz, makama.
Biz, itibara.
Siz, cemaatinize.
Biz, milletimize.
Siz, cemalinize.
Biz, cümlemize.
Siz, parti bayrağınıza.
Biz, Türk bayrağımıza.
Siz, rantsal kaliteye.
Biz, temiz kaliteye.
Siz, kirliliğe.
Biz, temizliğe.
Siz, size.
Biz, devletimize.
Siz, Göl'e.
Biz, gönüllere.
Siz, cüzdanda.
Biz, kalplerde.
Siz, akıllı!
Biz, deli.
Siz, unutulacaksınız.
Biz, yaşayacağız.
Sizin, avlunuz kalabalık olacak!
Bizim, kabrimiz insan dolacak!
Sonra...
"Biliyordum!" dedi.
"Siz, deli değil, zır delisiniz" diye ilave etti, yürüdü, giderken de kapıyı sertçe vurdu gitti...
Son günlerde duyduğumuz en güzel ses, sertçe üzerine vurulan kapının çıkartmış olduğu, o harika sesti, o ses Kalite Birliği'nin sesiydi...
(Karamanoğlu)
Bizim sesimiz
Paylaş