ABD – AFGANİSTAN- TALİBAN

                   Sevgili Okurlarım;

        ABD güdümlü Uluslararası güçlerin Afganistan’ı terk etmesinin ardından, baskı ve kuşatma altında bulunan Afgan hükümeti Taliban'la savaşmak için “ Denize düşenin Yılana sarılması “ misal, deneyimli çöl komutanlarına yönelmek zorunda kaldı.

    İhtiyaç duyulmasından ziyade, Kahramanlık rolü  oynamak için geri dönen çöl komutanları, Cumhurbaşkanı Eşref Gani'nin Taliban hareketinin ülke çapındaki saldırısını durdurmak için ulusal bir konuşlanma planının önemli bir parçası durumundadır. Bununla birlikte, en iyi ihtimalle Afganistan'ın yerel savaşçılara karşı tekrar savaşacağı ve Sovyet güçlerinin çekilmesinden sonra 1990'lardaki iç savaşın tekrarlanacağı korkularını artması kaygı yaratmaktadır. İngiliz ordusunun eski üst düzey komutanı General Richard Barrons Pazartesi günü BBC'ye verdiği röportajda, Afganistan’da onlarca yıl sürecek bir iç savaşa sürüklenmesinden endişe duyduğunu belirtiyor.  Afganistan'ı ABD ve Uluslar arası güçlerin terk etme kararını "stratejik bir hata" olarak değerlendiriyor. Yaptığı açıklamada "Bunun kendi çıkarlarımıza olduğuna inanmıyorum." diyor.

    Raşid Dostum, Taliban'ın daha fazla bölgeyi kontrol etmesinin ardından savaşa dönen eski komutanlardan biridir. Afganistan'da Ülkesi için sadık bir cumhurbaşkanı yardımcısı olan Dostum, şu anda hükümette resmi bir sıfatla görev yapmıyor. 1991'de Taliban'a karşı mücadelede önemli bir yere sahiptir.  Afganistan'ın en güçlü ama talihsiz komutanlarından biri olarak kabul ediliyordu. Savaşçılarının, 1990'larda esirlere tecavüz ve cinayetten insan hakları grupları tarafından sorumlu tutulmuştu.

     Uzun zamandır çöl komutanlarından kurtulma sözü veren Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani, geçen hafta Türkiye'den tedavi gören Afganistan'a dönerken eski bir kurtuluş mücadeleci ve bir zamanların ABD müttefiki olan Dostum ile bir araya geldi.

     Taliban'ın yıldırım hızındaki taarruzu Afgan hükümetini sarstı ve Biden yönetiminin ABD askerlerini ülkeden çekme kararından sonra ortaya çıktı. Tüm NATO askerlerinin Eylül 2021’e kadar ülkeyi terk etmeleri beklenmektedir

      ABD'li yetkililer Afganistan'daki güvenlik durumunun hızla kötüleştiğini kabul ediyor. Yetkililer konuyla ilgilendiklerini ve Taliban'ın şiddetini önlemeye çalıştıklarını söylüyorlar. Bu söylemler Taliban’la dolaylı koordinasyon çalışmaları yürütmekte oldukları gözlemlenmektedir.

    ABD'li yetkililer, Afganistan'da özellikle çocuklara yönelik şiddet olayları, ABD ordusunun bu ayın sonuna kadar ülkeyi terk etmeye hazırlanmasıyla yeni bir seviyeye yükselirken, güvenlikle ilgili durumun son derece ciddi olduğunu kabul ediyor. Bakan, "Savunma Bakanı, uluslararası toplumun Afganistan'daki güvenlikle ilgili endişelerini doğru yönde ilerlemeyen bir durumla ilgili olarak açıkça paylaşmaktadır." dedi. Savunma Bakanı hala Afgan güçlerinin savaş alanında büyük bir fark yaratma yeteneğine ve potansiyeline sahip olduğuna inanıyorum." dedi.

      Ve Pentagon sözcüsü, ABD askeri güçlerinin ülkeden çekilmesinin ardından Afgan halkının akıbetiyle ilgili Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki, Başkan Joe Biden'ın Afgan ulusal güvenlik güçlerinin Taliban güçlerini geri çekmediği için pişman olup olmadığına ilişkin bir soruyu yanıtladı. “Şu anda hayal kırıklığına uğrayıp uğramamaya odaklanılmamalı. Bizim ve Başkanın görüşü, son yirmi yıldır verilen eğitim, yardım ve güvenlik talimatlarını kullanmalarının zamanı olduğudur.” diyor.

     Uluslararası Strateji uzmanlarına göre, “ABD'nin Taliban'ın ülkeyi ele geçirmemesi için nasıl çalışacağı konusunda önemli bir karar vermesi gerekiyor.”  Brookings Enstitüsü analistlerinden Michael O'Hanlon, "Abd askeri hava kuvvetlerinin karar vermemiz gereken bir numaralı iş olmasına rağmen, bir numaralı seçenek olduğunu ve bunun büyük bir etkisi olabileceğini düşünüyorum." Diyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price da bu hafta verdiği bir brifingde güvenlik durumunun hızla kötüye gittiğini kabul etti. Ned Price yaptığı açıklamada, "Taliban güçlerine askeri saldırıları durdurmaları ve siyasi bir çözüm müzakere etmesi için baskı yapacak" diyor.

ABD Barış Enstitüsü analistlerinden Scott Worden, "Bu noktada büyük bir iyileşme beklemezdim, ancak bunun Taliban üzerindeki baskıyı artırmak ve aynı zamanda beklentileri düzenlemek için bir fırsat olduğunu düşünüyorum." diyor.

Taliban'ın Afganistan'ı ele geçirmesini engellemeye yönelik olası ABD çabaları hakkında bir karar vermek tamamen ABD Başkanı Biden'a aittir.

      13 Ağustos Cuma günü Taliban, Afganistan'ın güneyindeki Kandahar, Batı Herat, Kuzeydoğu Qahar-e-Nau, güney Lashkar Gah ve stratejik açıdan önemli güneydoğu Gazni'nin de aralarında bulunduğu Afganistan'da beş eyalet başkentini ele geçirdiğini açıkladı. Büyük şehirlerin yıkılması, Taliban'ın güney Uruzgan ilçesinin başkenti Tarinkot, Gore'un merkezi Firuzgah ve Cumhurbaşkanı Eşref Gani'nin doğduğu doğu Logar bölgesinin başkenti Paul al-Alem de dahil olmak üzere çevrelerindeki daha küçük ilçe merkezlerini ele geçirmesiyle ilerlemesini kolaylaştırmış oldu.

   Taliban Cuma günü, Herat'ın eski vali, komutan İsmail Han ve çok sayıda yardımcısını gözaltına aldığını doğrulamıştı.

     Afganistan'da hızlı bir saldırı düzenleyen Taliban savaşçıları, binlerce Amerikan askerinin ülkeye geri gönderilmesine rağmen başkent Kabil'e doğru ilerlemeye devam ediyor. Cumartesi öğleden sonra Taliban, doğudaki Kunar eyaletinin başkenti Esadabad'ı ele geçirerek son bir haftada isyancıların kontrolüne geçen eyalet merkezlerinin sayısını 20'ye çıkardı. Taliban Cuma günü ülkenin ikinci ve üçüncü büyük şehirleri, güneydeki Kandahar ve batıdaki Herat dahil olmak üzere beş büyük eyalet başkentini de kuşattı. Cuma günü yine, Kandahar'dan Kabil'e giden önemli bir şehir olan ve Afganistan'ın başkentine sadece 240 kilometre uzaklıktaki Gazne'yi ele geçirdi. Washington'da hızla kötüleşen güvenlik durumuyla ilgili kaygılar arttı. Pentagon basın sözcüsü John Kirby gazetecileri Talibanın "Kabil'i izole etmeye çalıştıklarını görebilirsiniz" diye uyardı. Bakan, kentin şu anda tek bir tehlike ortamında olmadığını da sözlerine ekledi.

    Taliban’ın son hareketinin içeriğinde, ABD personelinin ve Hamid Karzai Uluslararası Havaalanı'nın güvenliğini sağlamakla görevli 3.000 ABD askerinden bir kısmı ile karşılaşma riski olan başkentte ne ölçüde harekete geçmeye istekli olacağı konusunda soru işaretleri var.

    Taliban sözcüsü Zabihullah Mücahid, Taliban'ın tüm vilayetleri kontrol altına almak için saldırıları sürdürmeye kararlı olduğu uyarısında bulundu ve Afgan güvenlik güçlerini kalan bölgelerde "direnişe son vermeye ve hayatınızı riske atmamaya" çağırdı.  Çarpıcı zaferler, İslamcı isyancıları ülkenin başkenti Kabil'e bir adım daha yaklaştırdı. Kuşatma altına edilen Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani hükümeti, medyanın savaş alanında durumla ilgili sorularına yanıt vermedi.

         Taliban’ın sözcüsü Gary Yusuf Ahmed, “Kaçınılmaz zafere koşmakta” olduğunu açıklıyor.   Eleştirmenler ve uluslararası askeri uzmanlar, ABD'nin on milyarlarca dolar harcayarak, yatırım konusunda eğittiği Afgan güvenlik güçlerinin isyancı Taliban’ın ilerlemelerini önleyememesine şaşırıyorlar.

       Dinmeyen acını Afganistan üzerindeki son konumu hakkında, Uluslararası Kızılhaç Komitesi geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada, “Afganistan'daki tıbbi tesislerin son bir hafta içinde ateşli silahlarla yaralanan 4 binden fazla hastayı tedavi ettiğini açıkladı.” bu, Afgan çatışmasında şiddetin gittikçe yoğunlaştığının bir göstergesidir.” diyor.
    Şiddet olayları, ABD'nin bölgesel ve uluslararası müttefikleriyle birlikte Katar'ın başkenti Doha'da toplanarak bu Güney Asya ülkesinde
uzun süren savaşı görüşmelerle acilen çözmesiyle ortaya çıkıyor.

     Uluslararası Kızılhaç Komitesi'nden yapılan açıklamada, hem Afgan hükümet güçlerinin hem de Taliban direnişçilerinin, siviller ve hastaneler gibi hayati altyapıyı çatışmalardan korumanın önemini vurgulayarak itidal göstermeye çağrıldığı belirtiliyor.
       Açıklamada ayrıca Kunduz, Lashkar Gah, Kandahar ve diğer Afgan kentlerinde çatışmaların yoğunlaşması nedeniyle yüz binlerce sivilin risk altında olduğu belirtildi.

    Kızılhaç Komitesi, “sadece Temmuz ayında Afganistan'da ateşli silahlarla yaralanan yaklaşık 13 bin hastaya yardım edildiğini” açıklıyor.

         Ve Türkiye omuzlarına yeni bir Havaalanı ile birlikte Afgan mülteci göç yükünü alış bulunmaktadır. Uluslararası Petrol boru hattı gibi, “Afganistan – İran Türkiye üzerinden Mülteci akım boru hattı oluşturuluyor galiba! Kanada açıklamalarında gerekirse 20 Bin Kadın, çocuk, muhalif siyasi liderleri ve Afgan mültecileri kabul edeceğini duyurdu. Bu20 bin Mülteci hangi hattan Kanada’ya uçacaklar acaba!

      ABD belki de Afganistan’dan çektiği Uluslararası NATO güçleri ile birlikte,  İRAN’ın Türkiye sınırında uçuşa yasak bölge veya Tempon bölge oluşturmaya hazırlık yapma ortamı yaratmayı arzuladığı olabilir mi? Acaba!

    Türkiye olarak, İran sınır hattına, Mülteci akımını önlemek için binlerce kilometre Çin setti gibi sınırlarımızı beton hatlarla kapatmaktayız. On binlerce Afgan Mültecinin ülkemize girişinin engellendiği açıklanmaktadır. Böylece “Ülkemiz yolgeçen hanı olmayacaktır.” denilmektedir. Sayın Cumhurbaşkanı R.Tayip Erdoğan “Gerekirse isyancıların Taliban’ın başıyla da görüşe biliriz” açıklamasını yaptı. Bekleyeli görelim!

        Sağlıklı yaşayın, sağlıcakla kalın.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner42

Haber Sabah
Manset24 Haberleri
Haber Entel