Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi uyum yasaları; öncelikli olarak,  siyasi partiler yasası ve seçim yasalarındaki antidemokratik uygulamaların kaldırılması ile başlanmalı ve ülkemizin demokratikleşmesi önünde ki en büyük engelin kaldırılması sağlanmalıdır. Getirilen yeni sistem bugünkü yasalarla işlevini sürdürmeye kalkarsa korkarım ki kuvvetler ayrılığı yerine birbirine sıkı sıkı bağlanan kuvvetler birliği doğar ve bu da ülkeyi felaketlere sürükler. Yasama organının yürütmeden ayrılabilmesi için siyasi partilerin genel merkez hükümranlığı sonlandırılmalıdır. Liderler sultası bitirilmelidir. Halkına güvenen liderler tabanlarına güvenmelidirler. Yanlış istihbarat ve yalakalık sonucunda atanan milletvekilleri yerine tabanın sık dokuyup elediği birikimi ve donanımına  kendini gerçek anlamda temsil edebileceğine güvendiği teşkilat ve temsilcileri seçmesine olanak sağlanmalıdır.

Üye yapılanması hakim kontrolünde bireyin bizzat seçim kuruluna müracaat ederek orada bulunan matbu formları doldurarak yapılmalı.  Birey kaydını yaptırmak istediği siyasi partinin de adını yazarak kaydı kendi özgür iradesi ile tercih yapıp, gereken savcılık soruşturmasını da yaparak istediği partinin üyesi olabilmeli. Bugün olduğu gibi üyelik koçanlarını ilçe başkanlarına verip ‘’al istediğin kadar üye yap’’ sistemine derhal son verilmeli. Delegelik sistemi kaldırılmalı ve tüm üyelerin katılımı ile seçimler yapılmalıdır.

Genel merkezlere  yüzde 10 kontenjan tanınmalı, bunun dışında adaylara karışılmamalı her il kendi temsilcilerini belirlemeli. İl ve ilçe başkanlıkları tüm üyelerin katılımıyla yapılacak seçimlerle belirlenmeli. Görevden alma sadece parti suçları işlendiği durumlarda olmalı o da tüzük maddelerine uyularak yapılmalı, dileyen herkes aday adayı olabilmeli. İl ve ilçe başkanları sadece partisinin geleceğini tayin etmek için uğraş vermelidirler. Kurum amirlerini ahbap çavuş ilişkileri ile atama yönünü seçmemeli. Ya Valiler seçimle gelmeli ya da Valilerin görevleri yeniden belirlenmeli. Tek parti döneminde parti il başkanlarının vali olması ile bugünkü durum arasında ne fark var anlamakta zorluk çekiyorum. Aklımızı başımıza toplayalım ve il başkanlarının görevlerini ona göre belirleyelim. Kurumlar Valiliklere bağlı ise bırakalım da liyakat esasına göre bu kurumlarla Valiler ilgilensin, başarısızlık ve başarı onların hanelerine yazılsın. Geçmişte gördüğümüz gibi kurumların başına getirilenler ya İl başkanının kankası ya da bir terör örgütünün mensubu olmamalı. 15 Temmuz’u unutmayalım. İl başkanları Milletvekillerinin dediğini yapan onların yalakası olanlardan değil, tabanın seçimiyle gelenlerden oluşmalıdır. Seçimlerde teşkilatların başarısız olmasının altında yatan neden de budur zaten.

Herkesin kendi için siyaset yapma gereğini duyması sistem kaynaklıdır. O nedenle bu konuda gereken yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Şayet yapılmazsa sıkıntılı günler bizi bekliyor demektir.

Seçim yasaları değişmeli ve baraj kalkmalıdır. İki turlu dar bölge seçim sistemine derhal geçilmeli ve barajı millet sandıkta koymalıdır.

Bu konular es geçilir ve hayata geçirilmezse büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalacağımız kesindir.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner42

Haber Sabah
Manset24 Haberleri
Haber Entel