Coğrafyamızda oynanan oyunların bitmesi mümkün gözükmüyor. Olaylar öylesine yıkıcı ve yakıcı, ihanetlerin arka arkaya sıralandığı ve hezimetlerin ard arda geldiği bu dönemde hem aydınlarımızın hem de halk yığınlarımızın nevri dönmüştür. Bir türlü rayına oturtulamayan ekonomimiz bir yandan bir türlü demokratikleşmeyen sistemimiz birbirine paralel her geçen gün biraz daha gerilere düşmekte ve insanımız hak ettiği huzuru, güveni bir türlü yakalayamamaktadır.

BİZ AMERİKA İLE DEĞİL, AMERİKANCILARLA MÜCADELE ETMELİYİZ

Evet ABD, İngiltere, Fransa vs ile uğraşmaya gerek yok içerdeki iş birlikçilerle uğraşmamız gerektiğini bir türlü algılayamadık. 15 Temmuz en son yaşadığımız bir felaket ve o felaketi bertaraf etmek o kadar kolay olmadı. Tüm insanlarımızın sokaklara dökülerek, canını hiçe sayarak tanklarla, uçaklarla silahsız bir şekilde savaştı. Demek ki bu ülke insanı dilediği zaman büyük kahramanlık destanları yazabiliyor. Türk Milleti bunun örneklerini birçok kez vermiştir.

Kahramanlıklar hikaye değil, gerçekte yaşanan ve yazılan destanlardır. Bu destanları sık sık yazdırmamak en akılcı yoldur. Bu nedenle çok ince eleyip sık dokumalıyız. ABD yıllardır bu coğrafyada işbirlikçileri ile işbirliği yaparak Türkiye’ye bugün zararlar vermektedir. 1960 İhtilali, 12 Mart Muhtırası, 12 Eylül, 28 Şubat ve de en son 15 Temmuz bunların hepsinin arkasında ABD olduğu biliniyor ama ABD gelip de Türkiye’ye hiçbir şey yapamayacağını 15 Temmuz’da çok iyi anlamıştır.

Ama işbirlikçileri bu ülkeye en büyük zararı verebiliyor. Bunları ya ihtilallerle ya da proje partileri ile yapıyor ve yapmaya devam ediyor. FETÖ olayını zamanında göremeyenler veya görmezden gelenler bu ülkeye büyük bedel ödetmişlerdir. Burada tüm siyasi partilerimizin ihmali ve umursamazlığı vardır. Olaydan ders alınmalıdır. Bundan sonra aynı hatalara ve yanlışlara meydan verilmelidir. Bu konu üzerinde daha çok yazacağız gibi geliyor bana.

Şimdilerde herkes neden ekonomik krizlerle hep karşılaşırız diye kafalarda oluşan soru işaretlerini cevaplayabilmesi için önce bu işbirlikçilerin hali yoluna gidilmeli bunlarla uğraşmanın tek demokratik yolu da tam demokrasiden geçiyor. Önce tam demokrasi.

Daha sonra hala devam eden Devletçilik mentalitesinden vazgeçmek devletin ekonomide hiçbir payı kalmama elde bulunan 57 KİT’inde derhal elden çıkarılması gerekir.

Kamu harcamalarını tamamıyla kısıtlamak yerel yönetimdeki yasal boşluklardan kaynaklanan israfları önlemek. Sonrası gelir yani demokrasi ile ekonomi beraber yürür. Bir dönün şöyle bakın demokrasi gelişmiş ülkelerin ekonomilerine işte işin püf noktası demokrasi, demokrasiden korkanlar mevki ve makamları için ülkeyi bu hale getirenlerdir. Unutmamak gerekir ki bu ülkede yalakalar dürüst davrananlardan daha çok iseler orada büyük bir tehlike var demektir.

 İşte bizim en büyük sorunlarımızdan biri de budur.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner42

Haber Sabah
Manset24 Haberleri
Haber Entel