Cumhuriyet tarihimizde belki de yabancı devletlerin Türkiye ile olan ilişkileri ve bu ilişkilerden beklentileri ilk kez bu kadar gün yüzüne çıkmıştır. Sözde müttefikimiz ABD yıllardır bu ülkeye dost görünüp perde arkasından kalkınma hamlelerimizi sürekli engelleyen ve demokratikleşme girişimlerimize takoz koyan bir yapının olduğu gerçeği herkesçe bilinmektedir.

Türkiye'yi yönetenler bunun farkına varmamışlar mıydı, yoksa farkında olup iktidar olmak adına onların sözünden dışarı çıkamıyorlar mıydı? Oysa 1968 yılında ABD'nin 6 filosu taşlanırken atılan sloganlar hala kulaklarımda çınlıyor. “ Bağımsız Türkiye, ABD defol, Nato’ya Hayır” gibi.

Peki şimdi geriye dönüp baktığımızda bu sloganları atan öğrencilerimize ne yapmışız bir bakalım.
a)  Vatan haini ilan etmişiz.
b)  Tutuklayıp işkencelerden geçirmişiz.
c)   Zindanlara atmışız.
d)   İdam etmişiz.
e)   Hala onları vatan haini olarak görüp iade-i itibarlarını geri vermemişiz.
Aradan 45 yıl yani dile kolay yarım yüzyıl geçmiş şimdi ABD, İngiltere, Almanya, Fransa gibi ülkelerin bize nasıl baktıklarını kirli emellerine ulaşmak için her türlü terör ve provokatif eylemler yapabileceklerini öğrenmiş bulunuyoruz.

Buna da şükür...

Şimdi ABD tescillendi...

Hiç düşündünüz mü, bunu Türkiye yapsaydı ne olurdu diye.
Ben söyleyeyim hemen savaş suçlusu olarak uluslararası mahkemelerde yargılanır ve çok büyük cezalara çarptırılır, belki de Türkiye'ye savaş bile açarlardı. Şimdi gayet iyi anlıyorum ki sağ-sol çatışmaları, mezhep kavgaları, Türk-Kürt çatışmaları bunların tümü ve ek olarak provokatif eylemlerin tamamı bu ülkeler tarafından tezgahlanıp ülkemizdeki alçak, şerefsiz, satın aldıkları soysuzlarla ülkemizi bu hallere getirip kalkınma ve demokratikleşmemizi önlemişlerdir.

Şimdi soruyorum?

Darbeleri yapanlar ne kanı taşıyorlardı? Bu ülkenin fakirinin fukarasının gırtlağındaki lokmayı alıp cebine koyup o fukaraları katlettirip emellerine kavuşuyorlardı. Ülkemizde en üst makamlara gelip ordularımızı bile yönetiyorlardı. Maaşlarını en üst düzeyde toplanan vergilerden alarak zevk-ü sefa içinde yaşatılıyorlardı, Cumhurbaşkanlığı bile yapabiliyor ve ülkeyi göz göre göre peşkeş çekebiliyorlardı.

Onlara ne yaptık?

Köşklerde saraylarda baktık, kendilerine makam araçları tahsis ettik. Korumalar verdik ve ömürlerinin sonuna kadar onları başımızın üstünde taşıdık.

Şimdi 1968 gençleri mi hain ve işbirlikçi, yoksa o darbeleri yapan ABD'li Türk görünümlü şerefsizler mi?

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Osman Özbaş 6 yıl önce

Çok güzel bir yazı; anlayana!

banner42

Haber Sabah
Manset24 Haberleri
Haber Entel